taş bir baltayla dağlarda yaşamayı siz deneyin. | Open Subtitles | تحاول ان تعيش فى الجبال مع الاحجار والفاس |
Burada taş bile yeniden yaşam sevinci bulur, bay Advani. | Open Subtitles | حتى الاحجار هنا تعطى إشارات عاطفية، سّيد أدفاني. |
taşları kullanamıyor, fakat durdurabiliyor. | TED | وهو لايستطيع استخدام هذه الاحجار ولكنه يستطيع وقفها |
Bu güzel bir açıklama çünkü soldan başlayarak -- taşları görüyoruz -- hemen taşların ardından, sadece yaşayabilen bitkileri görüyorz. | TED | انه وصف جميل يبدأ من الجهة اليسرى من الأحجار ومباشرة بعد الاحجار .. نجد النباتات والتي هي بداية الحياة |
O lanet Taşlar gökyüzünden düşerken olmazdı hayatım. | Open Subtitles | ليس مع هذه الاحجار اللعينه التى تسقط من السماء ، عزيزتى |
Birisi sizi satti, polisler yolda geliyor en iyisi elmaslari birakin ve gidin sen kimsin? | Open Subtitles | صاحب المهمه خانك الشرطه فى الطريق أترك الاحجار من هذا؟ |
O bizi satti adamlarimi oldurdu ve benide oldurmeye calisti eger sen oldurmezsen o pisligi ben yapicam elmaslar once sonrada o | Open Subtitles | لقد خاننا وقتل جميع أفراد الفريق وحاول قتلى أيضا اذا لم تنتقم من ذلك الشخص سأفعل أنا الاحجار أولا , ثم هو |
Git bir bayrak yak, elçiliğimize taş at. | Open Subtitles | اذهب احرق العلم ، وارمي الاحجار على سفارتي |
Babamla birkaç kez taş kolleksiyonum için mineral çökeltiler aramaya gelmiştik. | Open Subtitles | لقد اتيت مع والدى عده مرات للبحث عم معادن لمجموعتى من الاحجار |
Senin güzel lobinin geldiği yerden gelen taş ocağı. | Open Subtitles | انه من حيث اتتك الاحجار من اجل ردهتك الجميلة |
Bir zamanların bu heybetli taşları, bu yıkılıp yakılan tapınaklar burada filizlenen ve sonra ölen uygarlığa tanıklık ederler. | Open Subtitles | وتلك الاحجار المتهدمه والمعابد المتكسره هي الشاهد الوحيد لتلك الحضاره التي قامت واندثرت هنا |
Böyle ağır taşları bu kadar büyük yüksekliklere nasıl taşıdılar? | Open Subtitles | كيف قاموا برفع تلك الاحجار الضخمة الى تلك الإرتفاعات الشاهقة ؟ |
taşları 40 yıl boyunca yerlerine yerleştirdiler sonra sonuncu temel bunları desteklemiyordu. | Open Subtitles | وبعد 40 سنة من وضع الاحجار بحذر، .كل ما تبقي هو نقل اخر حجر لا يدعم البناء |
Neden bileziğindeki Taşlar aydınlandığı halde... | Open Subtitles | هل يكون شكل الاحجار الكريمة هكذا فى تلك الاضاءة؟ |
24 ayar altın bu. Taşlar da hakiki. | Open Subtitles | هذا ذهب عيار 24 قيراط و الاحجار الكريمة حقيقية |
Gecelerimi ormanda değerli Taşlar arayarak geçiriyorum. | Open Subtitles | لذلك انا اقضي الليالي باحثاً في الغابة عن الاحجار الكريمة |
Bu taşların tam olarak ne yaptıklarını bilmiyoruz, öyle değil mi? Şahsen ben bilmiyorum. | Open Subtitles | نحن لا نعرف تماماً ماذا تقوم به هذه الاحجار ,أليس كذلك ؟ |
Bunu bitirmenin kolay bir yolu var taşların bağlantısını kesmek. | Open Subtitles | هناك طريق سهل لانهاء هذا. نقطع اتصال الاحجار. |
Adim Su merhaba su, bende Shally siyah elmaslari istiyorum bir fiat ver burdan canli cikabilirsin anlasamadik | Open Subtitles | اسمى سو حسنا سو أريد الاحجار السوداء مقابل ماذا؟ يمكنك أن تمشى من هنا حيا لا أريد |
Siyah elmaslari bu ulkeye getiren sahis vede onlarin sahibi olan kisi onlari geri istiyorum, simdi ne kadar verirsin? | Open Subtitles | من تكون؟ لقد رتب كرستوفر للحصول على الاحجار أحضرهم الى بلاده ووضعهم كوديعه فى البنك |
Galiba ne demek istedim anlamadim elmaslar benim evet onlarda bende ve satiyorum bunun icin vaktim yok bu senin teklifin? | Open Subtitles | أنت لا تفهمنى الاحجار ملكى ماذا تقول؟ أنا حصلت عليهم , وسأبيعهم |
Glades'in tam ortasında, şu arabalara bağlanmış halde şu sahibi olduğun kireç taşı ocağını dibinde. | Open Subtitles | فى وسط الوسع ,مربوطون بهذه السيارات فى قاع مقلع الاحجار الذى تملكه |
su elmaslarin onda oldugunu soyluyor gorucez kiz karsiliginda anlasabiliriz? | Open Subtitles | سو لديه الاحجار لماذا يتفاوض من أجل البنت؟ |
Ver su elmaslari, seni lanet...! | Open Subtitles | حسنا , لقد قال أعطنى الاحجار أيها السمين |