"الاحجار" - Translation from Arabic to Turkish

    • taş
        
    • taşları
        
    • Taşlar
        
    • taşların
        
    • elmaslari
        
    • elmaslar
        
    • taşı
        
    • elmaslarin
        
    • lanet
        
    taş bir baltayla dağlarda yaşamayı siz deneyin. Open Subtitles تحاول ان تعيش فى الجبال مع الاحجار والفاس
    Burada taş bile yeniden yaşam sevinci bulur, bay Advani. Open Subtitles حتى الاحجار هنا تعطى إشارات عاطفية، سّيد أدفاني.
    taşları kullanamıyor, fakat durdurabiliyor. TED وهو لايستطيع استخدام هذه الاحجار ولكنه يستطيع وقفها
    Bu güzel bir açıklama çünkü soldan başlayarak -- taşları görüyoruz -- hemen taşların ardından, sadece yaşayabilen bitkileri görüyorz. TED انه وصف جميل يبدأ من الجهة اليسرى من الأحجار ومباشرة بعد الاحجار .. نجد النباتات والتي هي بداية الحياة
    O lanet Taşlar gökyüzünden düşerken olmazdı hayatım. Open Subtitles ليس مع هذه الاحجار اللعينه التى تسقط من السماء ، عزيزتى
    Birisi sizi satti, polisler yolda geliyor en iyisi elmaslari birakin ve gidin sen kimsin? Open Subtitles صاحب المهمه خانك الشرطه فى الطريق أترك الاحجار من هذا؟
    O bizi satti adamlarimi oldurdu ve benide oldurmeye calisti eger sen oldurmezsen o pisligi ben yapicam elmaslar once sonrada o Open Subtitles لقد خاننا وقتل جميع أفراد الفريق وحاول قتلى أيضا اذا لم تنتقم من ذلك الشخص سأفعل أنا الاحجار أولا , ثم هو
    Git bir bayrak yak, elçiliğimize taş at. Open Subtitles اذهب احرق العلم ، وارمي الاحجار على سفارتي
    Babamla birkaç kez taş kolleksiyonum için mineral çökeltiler aramaya gelmiştik. Open Subtitles لقد اتيت مع والدى عده مرات للبحث عم معادن لمجموعتى من الاحجار
    Senin güzel lobinin geldiği yerden gelen taş ocağı. Open Subtitles انه من حيث اتتك الاحجار من اجل ردهتك الجميلة
    Bir zamanların bu heybetli taşları, bu yıkılıp yakılan tapınaklar burada filizlenen ve sonra ölen uygarlığa tanıklık ederler. Open Subtitles وتلك الاحجار المتهدمه والمعابد المتكسره هي الشاهد الوحيد لتلك الحضاره التي قامت واندثرت هنا
    Böyle ağır taşları bu kadar büyük yüksekliklere nasıl taşıdılar? Open Subtitles كيف قاموا برفع تلك الاحجار الضخمة الى تلك الإرتفاعات الشاهقة ؟
    taşları 40 yıl boyunca yerlerine yerleştirdiler sonra sonuncu temel bunları desteklemiyordu. Open Subtitles وبعد 40 سنة من وضع الاحجار بحذر، .كل ما تبقي هو نقل اخر حجر لا يدعم البناء
    Neden bileziğindeki Taşlar aydınlandığı halde... Open Subtitles هل يكون شكل الاحجار الكريمة هكذا فى تلك الاضاءة؟
    24 ayar altın bu. Taşlar da hakiki. Open Subtitles هذا ذهب عيار 24 قيراط و الاحجار الكريمة حقيقية
    Gecelerimi ormanda değerli Taşlar arayarak geçiriyorum. Open Subtitles لذلك انا اقضي الليالي باحثاً في الغابة عن الاحجار الكريمة
    Bu taşların tam olarak ne yaptıklarını bilmiyoruz, öyle değil mi? Şahsen ben bilmiyorum. Open Subtitles نحن لا نعرف تماماً ماذا تقوم به هذه الاحجار ,أليس كذلك ؟
    Bunu bitirmenin kolay bir yolu var taşların bağlantısını kesmek. Open Subtitles هناك طريق سهل لانهاء هذا. نقطع اتصال الاحجار.
    Adim Su merhaba su, bende Shally siyah elmaslari istiyorum bir fiat ver burdan canli cikabilirsin anlasamadik Open Subtitles اسمى سو حسنا سو أريد الاحجار السوداء مقابل ماذا؟ يمكنك أن تمشى من هنا حيا لا أريد
    Siyah elmaslari bu ulkeye getiren sahis vede onlarin sahibi olan kisi onlari geri istiyorum, simdi ne kadar verirsin? Open Subtitles من تكون؟ لقد رتب كرستوفر للحصول على الاحجار أحضرهم الى بلاده ووضعهم كوديعه فى البنك
    Galiba ne demek istedim anlamadim elmaslar benim evet onlarda bende ve satiyorum bunun icin vaktim yok bu senin teklifin? Open Subtitles أنت لا تفهمنى الاحجار ملكى ماذا تقول؟ أنا حصلت عليهم , وسأبيعهم
    Glades'in tam ortasında, şu arabalara bağlanmış halde şu sahibi olduğun kireç taşı ocağını dibinde. Open Subtitles فى وسط الوسع ,مربوطون بهذه السيارات فى قاع مقلع الاحجار الذى تملكه
    su elmaslarin onda oldugunu soyluyor gorucez kiz karsiliginda anlasabiliriz? Open Subtitles سو لديه الاحجار لماذا يتفاوض من أجل البنت؟
    Ver su elmaslari, seni lanet...! Open Subtitles حسنا , لقد قال أعطنى الاحجار أيها السمين

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more