"الاخلاص" - Translation from Arabic to Turkish

    • sadakat
        
    • bağlılık
        
    • sadık
        
    • sadakati
        
    • Sadakatsiz
        
    • biri diğerinin
        
    Saygınlık, kiliseye gitmek, toprağı sevmek, bir aileye sadakat ve bankalara güvenmek! Open Subtitles الاحترام, الاخلاص للكنيسة, حب الأرض التفانى للعائلة, و الإيمان بضفاف الأنهار
    Tek istediğimin sadakat olduğunu biliyordun. Open Subtitles بطاقه عيد الأب الشي الوحيد الذي طالبت به كان الاخلاص
    Hediye,mal mülk ya da sadakat gösterileri değil. Open Subtitles لا هدايا و لا سلع و لا براهين على الاخلاص
    Yemin, bağlılık, birliktelik... Open Subtitles الصراحة و الاخلاص و التحمل و الالتزام كل هذه الصفات تتحلين بها
    20 yıllık sadık hizmetten sonra elde edebileceğim bundan ibaret. Open Subtitles كما تعلمين هذا ما تحصلين عليه بعد عشرين سنه من الاخلاص
    Bayanlar ve baylar, uzun kariyeri boyunca gösterdiği sonsuz sadakati uğruna, görevinin üstünde ve ötesinde, iki defa onurlu ve kahramanca hareketler, gösterdiği için, Open Subtitles سيداتي وسادتي تكريماً لحياته المهنية الطويلة من الاخلاص والافعال البطولية
    Sadakatsiz hissediyorum. Open Subtitles انا لدي صديق هذا يشعرني في الحقيقة بعدم الاخلاص
    Koca Baba'yla benim gibi çok uzun süre birlikte olan çiftlerde... bazen biri diğerinin üstüne fazla düşerse onu sinirlendirebilir. Open Subtitles حين يستمر الزوجان معا طويلا مثلى انا و الأب الكبير فانهم يكونون سريعوا الغضب من شدة الاخلاص
    Evet, eğer sadakat bir sandıkta aradığın bir şeyse. Open Subtitles نعم، إذا الاخلاص هو ما تبحث عنه في الحقيبة
    Fakat çalışanlarımdan sadakat beklediğim gibi artık hak etmeyecekleri vaktin geldiğine emin olduğum zamana kadar da ben de onlara sadık kalırım. Open Subtitles , لكن اتوقع الاخلاص من طاقمي لذلك يجب أن أظهر لهم نفس الصدد حتى تحين تلك اللحظة التي تظهر أنهم لايستحقونه
    Ne yani, sadakat bizim güçlü noktalarımızdan biri mi? Open Subtitles ريحينا على اساس قطعك الاخلاص والوفاء ؟
    Kardeşler birbirlerine tartışmayı önlemeyi ve tartışma sonuçlarını öğretti, ne zaman kendini savunacağını ne zaman susacağını, sevgiyi öğrendiler, sadakat, dürüstlük, paylaşım, şefkat, uzlaşım, sırların açığa çıkması ve en önemlisi, güvenin korunması. TED يعلم الأخوة بعضهم تجنب النزاعات والقرارات المترتبة على النزاعات، متى يدافعون عن نفسهم، متى لا يدافعون عن نفسهم، يتعلمون الحب، الاخلاص والصدق والمشاركة، والاهتمام والتسوية الإباحة بالأسرار والأكثر أهمية كتم الأسرار.
    sadakat bir görevdi, o kadar. Open Subtitles الاخلاص هو واجب .. هو كذلك
    Buna sadakat denir. Open Subtitles انه يسمى الاخلاص
    sadakat, güven ve onur. Open Subtitles الاخلاص والثقة والشرف...
    bağlılık numaralarına, Open Subtitles لا هدايا و لا سلع و لا براهين على الاخلاص
    Hoşuma gitti. Böyle bir bağlılık... Open Subtitles أحب هذا,انه نوعاً ما من الاخلاص
    Kardeş gibi birbirimize sadık kalmalıyız. Open Subtitles اليس من المفترض اننا اخوه يجمعنا الاخلاص ؟
    azmi, içten sadakati, cesareti... doğru bildiği şey için hayatını riske atması. Open Subtitles - انه كان متماسك. انه يمثل اعمق معانى الاخلاص. شجاعته...
    Sadakatsiz değilim, David. Open Subtitles لم اكن عديمة الاخلاص ، ديفيد.
    Koca Baba'yla benim gibi çok uzun süre birlikte olan çiftlerde... bazen biri diğerinin üstüne fazla düşerse onu sinirlendirebilir. Open Subtitles حين يستمر الزوجان معا طويلا مثلى انا و الأب الكبير فانهم يكونون سريعوا الغضب من شدة الاخلاص

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more