Ben bir paleontolog, aynı zamanda bir karşılaştırmalı anatomistim ve dinozorların özelleşmiş ciğerlerinin gezegeni ele geçirmelerindeki rolüyle ilgileniyorum. | TED | أنا عالمة حفريات وخبيرة تشريح مقارن، ومهتمة بفهم كيف ساعدت رئتا الديناصورات المتخصصة في الاستحواذ على الكوكب. |
Karın ele geçirildikten sonra avcı olmaya karar verdin. | Open Subtitles | و قد أصبحت صياداً بعد أن تمّ الاستحواذ على زوجتك |
Cadılar Bayramında yedi kişinin ruhunu ele geçirirlerse özgür kalırlarmış. | Open Subtitles | اذا استطاعت الشياطين الاستحواذ على سبعة اشخاص في ليلة عيد القدسين سيكونوا احرار |
Korkunç biriydi ve beni ele geçirmeye başlayınca o kadar sesli bağırdım ki onu korkuttum. | Open Subtitles | لقد كان مُرعبًا، لكن حينما حاول الاستحواذ عليّ، صرختُ بأعلى صوتٍ، وأخفته. |
Bunu hızlıca anlatacağım bir melek tarafından ele geçirildin. | Open Subtitles | سأختصر الحديث لقد تم الاستحواذ عليك من قبل ملاك |
Büyü kullanmıyorum. Bedenini ele geçireceğim. | Open Subtitles | لن أستخدم السحر سأذهب بداخلك عن طريق الاستحواذ |
Mercy Lewis, bedenini ele geçirenden kurtuldu. - Emin misin? | Open Subtitles | ماري لويس حرة الان من الاستحواذ الذي كان عليها |
Selam Tony, ele geçirilme olayı 3. bir şey tarafından uyarılmayla da olur demiştin. | Open Subtitles | هاي توني لقد قلت ان الاستحواذ ممكن يحدث للجنس الثالث |
ele geçirme büyüleri, ele geçirilenler için ölümcüldür. | Open Subtitles | تعاويذ الاستحواذ تكون دائما مميته للأشخاص الذين يُستحوذ عليهم |
Para, silah, fotokopi makinesi ya da ülke yapmak ya da ele geçirmek için gerekli diğer araçları kaçırıyorlar. | Open Subtitles | تشغيل المال، و الأسلحة وآلات النسخ أو غيرها من أدوات بناء البلد أو الاستحواذ. |
Diğer takımın bayrağını ele geçirmek... ve üsse emniyetli bir şekilde geri getirmek. | Open Subtitles | الاستحواذ على علم الفريق المنافس... وإعادته بأمان إلى القاعدة. |
Savaşarak ele geçirmeyi severdi. | Open Subtitles | كان تخصصه عمليات الاستحواذ العدائية. |
Romulanlar bir şekilde DNA profilini ele geçirmiş. | Open Subtitles | قوم "روميولانز" استطاعوا الاستحواذ على حامضك النووي بطريقة أو بأخرى، |
ele geçirilmeze karşı tılsım taşıyordu. | Open Subtitles | انها ترتدي تعويذة ضد الاستحواذ |
Dokunduğu gibi seni ele geçirir. | Open Subtitles | بإمكانه الاستحواذ عليك بلمسه منه. |
ele geçirilme izlerine bakabilirim. | Open Subtitles | يمكنني البحث عن علامات الاستحواذ |
Ayrıca diyor ki Chikatilo Jennifer'ı ve Ethan'ı ele geçirmek için yaraları kullanmış. | Open Subtitles | وتضيف أيضا بأن روح "شيكاتلو" تستعين بالجراح في مهمة الاستحواذ على جسد "جينيفر" و "ايثن" |
Ethan ahırdaki kedinin yaptığı çizikten ele geçirildi. | Open Subtitles | "ايثين" تم الاستحواذ عليه بواسطة الخدوش التي سببها له القط في الحظيرة |
ele geçirilme nasıl olur bilirim Sam. | Open Subtitles | انا علم كيف يكون الاستحواذ ياسامى |
Sally, ele geçirme yok bak! Ciddiyim! | Open Subtitles | سالي , لا مزيد من الاستحواذ أنا جاد |