Bu tip programlar, şu anda Amerikan İstihbarat Kurumları'nın tüm dünyaya karşı yürüttüğü programların örnekleridir. | TED | و هذه امثلة لانواع البرامج التي تديرها الوكالات الاستخبارية الامريكية على جميع انحاء العالم |
70'lerde Senatör Frank Church'un yönettiği gibi ve ülkenin istihbarat yeteneğini çökertmeye gidiş gibi. | Open Subtitles | قادها السيناتور كريتش في السبعينيات وأدت إلى تدمير قدرات الولايات المتحدة الاستخبارية |
İstihbarat ve malzeme azlığından endişe ediyordum. | Open Subtitles | كنت قلقا بسبب نقص المعلورفيقي الاستخبارية والادوات |
Tahminimce, bunu istihbarat da destekliyor, senin çocukları arıyorlar. | Open Subtitles | بالنسبة لتخميني وخبرتي الاستخبارية فإنه يبحث عن رجليك |
İstihbarat örgütleri, söz konusu şey sırlar olunca onları çalmak için harcadıklarından daha fazlasını korumak için harcarlar. | Open Subtitles | الوكالات الاستخبارية تنفق على حماية الاسرار مالاً اكثر من سرقتهم |
İstihbarat komitesi sızıntı soruşturmasında ne durumda öğrenmem gerekiyor. | Open Subtitles | أريد معرفة مكان اللجنة الاستخبارية للتحقيق في التسرب |
Benim istihbarat toplayan iştirakçilerim burada buluşuyor. | Open Subtitles | شركائي في جمع المعلومات الاستخبارية يجتمعون هنا |
Efendim, istihbarat bilgilerine ulaşmak bulunmaz bir fırsat. | Open Subtitles | سيدي, إن هذا يعتبر منجم ذهب لمعلوماتنا الاستخبارية |
Yüksek riskli bir istihbarat toplama operasyonunda.... ...anahtar konsantrasyondur. | Open Subtitles | عندما تكون لديك حظوظ عليا في عملية جمع المعلومات الاستخبارية التركيز هو المفتاح |
Yüksek riskli bir istihbarat toplama operasyonunda anahtar konsantrasyondur. | Open Subtitles | عندما تكون لديك حظوظ عليا في عملية جمع المعلومات الاستخبارية التركيز هو المفتاح |
Hayır. Önceliğimiz Baek San'ın istihbarat yeteneklerini sorgulamak. | Open Subtitles | اهتمامنا الاول ان نكتشف القدرة الاستخبارية لبيك سان |
Aslında tüm istihbarat birimlerini olaya dahil etmeliyiz kullanabileceğimiz her kaynağı sıraya koymalıyız. | Open Subtitles | في الحقيقه, نحتاج بأن تجلب كل الوكالات الاستخبارية كل قائد, كل مصدر في حوزتنا |
Muhtemelen konuşmazlar, biz de önemli istihbarat yakalamaktaki tek şansımızı kaybederiz. | Open Subtitles | ربما لن يتحدثوا وبعد ذلك قد نخسر فرصتنا الوحيدة لجمع المعلومات الاستخبارية ذات المغزى |
Ama en iyi istihbarat sivil polislerden gelir. | Open Subtitles | لكن أفضل المعلومات الاستخبارية تأتينا من العمال داخل المنازل |
G-Force dün gece Fırtına Projesi hakkında yeni bir istihbarat ele geçirdi. | Open Subtitles | ليلة البارحة، تمكنت فريق القوارض من الحصول على بعض المعلومات الاستخبارية المتعلقة بمشروع "كلاستر ستورم" |
Chambers, istihbarat toplamanın ilk aşamalarındaydı. | Open Subtitles | كان " شامبرز " على مستويات مبكرة من استجماع المعلومات الاستخبارية |
İstihbarat yanlışmış. | Open Subtitles | أدركنا أن المعلومات الاستخبارية خاطئة |
...ve Başbakan, uluslar arasındaki istihbarat bilgi akışının gelişmesi için Londra'da bir konferansa ev sahipliği yapmayı teklif ediyor. | Open Subtitles | ورئيس الوزراء يعرض إقامة مؤتمر في (لندن) لتطوير تبادل المعلومات الاستخبارية بين البلاد |
High Star, İstihbarat operasyonları yapmak için onay almadı. | Open Subtitles | ليس مُجازاً لـ(هاي ستار) للعمليات الاستخبارية. |
İstihbarat doğruysa Danny'yi eve getirme şansımız var demektir. | Open Subtitles | ،إن كان المعلومات الاستخبارية جيدة فقد حظينا بفرصة إحضار (داني) إلى المنزل |