Botların alıkonulması ve ve insanların gözaltı merkezlerinde kaybolması Avustralyalı yetkililerce saklanıyor. | TED | يعتبر اعتراض القوارب واختفاء الناس في إطار نظام الاحتجاز محجوبا من طرف السلطات الاسترالية. |
DL: Tören bittiğinde Avustralyalı bir kadın kendisini Jack'e tanıttı ve şöyle dedi: "Babanızı tanıyordum." | Open Subtitles | و من ثم تقترب منه المرأة الاسترالية و تقول له بأنها تعرف والده |
Böyle olduğunda onu sakinleştirmek için, Avustralyalı bir futbol takımının direncine ihtiyacın olur. | Open Subtitles | عندما تصبح مثل هذا تحتاج لقوة قواعد فريق الكرة الاسترالية لتهدئها |
Hayır.ben orjinalim, O sahte Avusturalyalı. | Open Subtitles | لا , انا النسخة الاصلية وهو النسخة الاسترالية |
Şimdi bir saniyeliğine kendinizi Avustralya kırsallarında hayal edin. | TED | تصوروا أنفسكم لثانية في قلب الأدغال الاسترالية. |
Pardon, biraz içince Avustralyalı yanım hemen dışarı çıkıyor. | Open Subtitles | عذراً تظهر لهجتي الاسترالية عندما اشرب قليلاً |
Avustralyalı erkeklerin dans resitali. | Open Subtitles | إن كل من الذكور الاسترالية الرقص الحيثية. |
Avustralyalı vurucu Emily Jones. | Open Subtitles | الضاربة الاسترالية اميلى جونز |
Bu mu? Benim Avustralyalı halim bu mudur? | Open Subtitles | هل هذا هو نسختى الاسترالية ؟ |
Ben, etiketinde köpek olan Avustralyalı şişe nerede? | Open Subtitles | بن) , أين الزجاجه الاسترالية) مع صورة الكلب علي الملصق أنتِ تقصدِ (زينفن |
Avustralyalı olan mı? | Open Subtitles | الاسترالية ؟ |
- Avustralyalı. | Open Subtitles | الاسترالية. |
- Avustralyalı. | Open Subtitles | الاسترالية. |
Sen ve Avusturalyalı kız her şey batıracaksınız. | Open Subtitles | أنت وتلك الفتاة الاسترالية ستخربان الأمر كله |
Avustralya altın kın kanatlısı girintili, parlak ve kahverengidir. | TED | الخنفساء اللماعة الاسترالية اللماعة المبططة البنية |