"الاستقرار" - Translation from Arabic to Turkish

    • istikrar
        
    • istikrarı
        
    • yuva
        
    • denge
        
    • yerleşmeyi
        
    • yerleşmek
        
    • istikrarsızlık
        
    • istikrarın
        
    • dengeli
        
    • istikrara
        
    • yerleşmemizi
        
    • sürüklenebilir
        
    • istikrarsızlaştırmak
        
    Bu evliliği sana sunduklarım için istedin... güvenlik ve istikrar. Open Subtitles تريدين هذا الزواج لما يمكنني أن أقدمه لك الاستقرار والأمن
    Bu tür oyunların telif yapısı finansal istikrar için belirli düzeyde olmalı. Open Subtitles البنية الملكيّة لهذه الألعاب يجب أن تسمح لمستوى معين من الاستقرار المالي
    Düşkün devletler silahı barış ve istikrar aracı olarak görmezler. TED الدول الفاشلة لا تعلم كيف تستخدم السلاح كأداة للسلام و الاستقرار
    Ancak tarihten biliyoruz ki, daha fazla bağlantısallık uzun vadede istikrarı getirmenin tek yoludur. TED ولكننا نعرف من التاريخ أن المزيد من الارتباط هو السبيل الوحيد من أجل تحقيق الاستقرار على المدى الطويل.
    Yani, eğer durulup, yuva kurmayı düşünüyorsan, para biriktirmen lazım. Open Subtitles لذا اذا كنت تفكر في الاستقرار 148 00: 05: 04,688
    Leviathan onun ailesini kaçırdığı için denge pek kolay olmuyor. Open Subtitles ومنذ أن حرمه الليفايثان من عائلته الاستقرار لا يأتي بسهولة
    İyi bay Greene, bir süreliğine buraya yerleşmeyi düşünüyorum. Open Subtitles حسنا مستر جرين كنت أفكر فى الاستقرار هنا لفترة
    Dünyanın, sınırların ötesinde yoğun ilişkilere sahip bölgelerine bakarsak, daha çok ticaret, daha çok yatırım ve daha çok istikrar görürüz. TED وإذا نظرنا إلى مناطق العالم التي لديها علاقات كثيفة عبر الحدود، نرى المزيد من التجارة، المزيد من الاستثمارات والمزيد من الاستقرار.
    Ekonomiyi idare ederken kararlılığı sağlamak çok önemli. Fiyatlar istenildiği gibi olmalı ve politikalarda istikrar sağlanmalı. TED متابعة ممارستها بشكل صحيح إدارة الاقتصاد في أثناء خلق الاستقرار شيء هام تصحيح الأسعار وتوافق السياسات
    Uzun vadeli ekonomik istikrar ve büyümeye odaklanmak istiyorlar. TED فهم يريدون التركيزعلى الاستقرار والنمو الاقتصادي بعيد المدى.
    Finansal istikrar düzgün bir hayatın gerekliliği. TED الاستقرار المالي يُعد حصيلة ثانوية لأسلوب حياة لائق.
    İstikrar istediklerini söylüyorlar. Open Subtitles وهدفهم هو المحافظة على الاستقرار هذا ما يدعونه
    Ve bu sayede bölgeye istikrar getirdik. Open Subtitles جلبت الامان و الاستقرار الي المنطقه باسرها
    Ulusalcılara göre kaosa bürünmüş bu büyük dünyada, sosyal istikrarı sağlamanın tek yolu ulusalcılıktan geçiyor. TED في عالم واسع وفوضوي، هم يرون أن القومية هي السبيل العقلاني الوحيد للحفاظ على الاستقرار الاجتماعي.
    Örneğin, prenslere iktidarı ele geçirmek için gerekli tüm acımasızlıkları değerlendirip gelecekteki istikrarı sağlamak için tek bir hamlede yapmaları söylenir. TED على سبيل المثال، يطلب من الأمراء اعتبار جميع الأعمال الوحشية ضرورية للاستيلاء على السلطة، وإلزامهم بضربة واحدة لضمان الاستقرار في المستقبل.
    Ben yuva kurmak istiyorum, o ise... Open Subtitles اقصد .. انا ابحث عن الاستقرار .. و هي تبحث ..
    Ama sorun sadece para değil. Sorun aynı zamanda denge ve kaosun çatışması. TED و لكنه ليس قفط المال، بل ايضاً عدم الاستقرار و الفوضى.
    Reklam ajansındaki işi kabul etmelisin. Bu sayede buraya yerleşmeyi düşünebiliriz. Open Subtitles أُريدك أن تقبلى الوظيفة المُتاحة فى وكالة الإعلان وأن نبدأ فى التفكير فى الاستقرار
    Zeytinyağı işindeki hisselerimizi satıp, buraya yerleşmek istiyoruz. Open Subtitles عائلة كورليونى تفكر فى ترك أعمالها بنيويورك و الاستقرار هنا
    Yükselen rekabet ve Avrupa'dan silah sızması bugüne kadar devam eden savaş ve istikrarsızlık halini körükledi. TED و خلق ذلك مرة أخرى تدفقاً للأسلحة الأوروبية والتي تغذي الحروب وعدم الاستقرار في افريقيا الذي لا يزال حتى يومنا هذا
    Bu görüşe göre, Machiavelli zor bir gerçeği anlayan ilk kişiydi: Politik istikrarın daha iyi olması, tatsız taktiklere ulaşmak için ne gerekiyorsa buna değer. TED وفقًا لهذا الرأي، كان مكيافيلي أول من يفهم حقيقة صعبة: أكبر نفع من الاستقرار السياسي يستحق أي تكتيك بغيض يلزم لتحقيقه.
    Hem iyi, hem de dengeli bir insan olmak imkânsız. Open Subtitles لا يمكن أن تكوني بهذه الطيبة و تريدين الاستقرار النفسي بنفس الوقت
    Tekrar kadeh kaldıralım: İstikrara. Open Subtitles أقترح نحباً جديدا نخب الاستقرار
    Cadılar bize bir kavim olarak yerleşmemizi engelleyecek bir büyü yaptılar. Open Subtitles الساحرات أقمن لعنة علينا منعتنا من الاستقرار كقبيلة.
    İslamabad, şiddet eğilimli gruplardan oluşuyor ve Pakistan büyük bir iç karışıklığa sürüklenebilir. Open Subtitles استمرار تعلّق (إسلام آباد) بالجماعات المتطرفة العنيفة وحقيقة أنّ (باكستان) ربما تتخبّط في تفاقم حالة عدم الاستقرار الداخلي
    Doğal olarak, Beyaz Saray'a göre ülkeleri istikrarsızlaştırmak bizim işimiz. Open Subtitles والآن البيت الابيض يعتقد أنها وظيفتنا في اعادة الاستقرار الى تلك الدول

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more