Toprak ana böyle bir set çektiğine göre, yukarıda... çok özel bir sır saklıyor olmalı. | Open Subtitles | امنا الارض يجب ان يكون هناك بعض الاسرار ضع سلم هنا |
Geçmişinde karanlık, romantik bir sır saklıyor olduğunu sanmıştım. | Open Subtitles | إعتقدت بأنك قد تختفي بعض الاسرار الرومانسي المظلمة في ماضيك |
Nadir anlarda, birilerine açıldığımızda bütün bunlar aslında çok minik sırlar gibi görünür. | Open Subtitles | ولكن هذه الاوقات النادرى متى نفتحها كم هو مدهش كيف تبدوا صغاره تلك الاسرار في النهاية |
Şimdi birdenbire en iyi arkadaşlar olup,... - ...birbirimize sırlar mı veriyoruz? | Open Subtitles | و فجأه تتحول الي صديق حميم تطالبني بتبادل الاسرار ؟ |
Biz yaşlıyız, sen ise genç ve yaşlı insanlar gençlerin yeni keşfettiği tüm sırları bilirler. | Open Subtitles | نحن عجزة, وانت صغير والعجزة يعرفون كل الاسرار التي سيكتشفوها الشباب |
Sizce herhangi bir 7 yaşındaki kız devlet sırlarını nasıl bilebilir? | Open Subtitles | كم من الاسرار القومية التى تعلمها فتاة فى الثامنة من عمره |
Bu kalede garip bir şeyler olduğunu düşünmüştüm ama birkaç sır korumak için bu kadar belaya değer mi? | Open Subtitles | كنت متأكد بأن شيئاً مريب في هذه القلعة لكن إي نوع من الاسرار يساوي كل هذا لإخفائه |
"sır taşıyanlar", bizler ölümü ertelenmiş ölülerdik. | Open Subtitles | نحن من يكتم الاسرار كنا أموات ولكن أحياء |
Kimse Cizvitler kadar iyi sır saklayamaz. | Open Subtitles | نعم ، ولكن من هو ؟ لا احد يمكنه كتم الاسرار مثل اليسوعيين |
sır saklamaktan hoşlanmıyorum, özellikle en yakın arkadaşımdan... | Open Subtitles | أنا تعبت من أخفاء الاسرار وانا حقا تعبت من اخفاء الاسرار عن أعز اصدقائي |
Noel zamanı sır tutamadığımı biliyorsun! | Open Subtitles | انت تعرف انني لا استطيع حِفظ الاسرار حول عيد الميلاد |
Cinayet, sırlar, polisten kurtulma. | Open Subtitles | انه امر مرهق جسديا القتل الاسرار تفادي الشرطة |
Peki, bunu söylüyorsun ama sırlar bir şekilde çıkış yolu bulur. | Open Subtitles | أنت تقولين هذا لكن الاسرار لديها طريقة للتخرج للعلن |
Bence sırlar gizli kalmalı. | Open Subtitles | و انا ما زلت اعتقد ان الاسرار عليها البقاء كأسرار |
Bütün o sırları saklamak zor olmalı. | Open Subtitles | لا بد انه من الصعب الاحتفاظ بكل هذه الاسرار |
Bazı mekanik sırları orada belirtmediğimi ve bu sırları ancak bir milyon dolar ödenmesi karşılığında ifşa edeceğimi fark edeceksiniz. | Open Subtitles | ستلاحظ اني احتفظت ببعض الاسرار الميكانيكية وساكشفها فقط عند دفع مبلغ مليون دولار |
Borden'in sırlarını açıklığa kavuşturmak uzun zaman alacak. | Open Subtitles | ستأخذ وقت اطول لاكتشاف الاسرار باقي اسرار بوردن |
Birbiriyle çakışan sırlarla dolu bir dünyada yaşıyoruz. Bu sırların çakıştığı yerlerde yaşar ve ölürüz. | Open Subtitles | نحن نعيش في عالم مليء بالاسرار و عندما نموت تتلاقى هذه الاسرار مع بعضها البعض |
Sırlardan hoşlanmam. Kirli iç çamaşırları gibi kokarlar. | Open Subtitles | إننى لا أحب الاسرار فهى مقرفة كالملابس الداخلية القذرة |
Oradaki insanlar her çeşit ufak pis sırlara sahipler. | Open Subtitles | الناس هناك لديهم كل انواع الاسرار الصغيره القذره |
Ama bir yere saklanmış birini ya da gizli bir bilgiyi arıyorsan... veya kimsenin bilmemesi gereken sırların peşindeysen, gidecek tek bir yer vardır. | Open Subtitles | لكن اذا تريد تراب وَسخ مدفون تحت صخرة فى مكانآ ما, أو بعض الاسرار لا يريد أحدهم أن يعلم بها أى شخص هنا فقط مكان واحد |
Sonra duygusal fedakalıklar oldu: Biri, bu kadar çok sırrı varken nasıl bir kadınla beraber yaşayabilir? | TED | وكان هناك التضحيات العاطفية فكيف يمكن لرجل أن يعيش مع إمرأة مع كل هذه الاسرار |
O yüzden bize gizlilik anlaşması imzalattılar. | Open Subtitles | لذلك جعلونا نوقع اتفاقية لحفظ الاسرار |