Dostum. Senin ekstra soğanlarınla arabada yolculuk edecek olan benim. | Open Subtitles | أنا من سيقود السيارة و أنت تتناول هذا البصل الاضافي |
O ekstra yolu alabilmek için birşeye ihtiyacım vardı. Ve onu dört yaşındayken annemden öğrendiğim metaforda buldum. | TED | احتجت لشيئ لاستطيع ان ابذل ذلك الجهد الاضافي ثم وجدتها في تلك الاستعارة التي تعلمتها من والدتي عندما كنت في الرابعة |
Anneler gününe kadar kalacaktım ama orospularımın ekstra[br]para isteyeceğini düşündüm nafaka çekleriyle beraber. | Open Subtitles | كان سينتظر قل للأم اليوم ساصور بعض العاهرات لاحصل على المال الاضافي |
Ne zaman, birazcık fazladan vakit bulsak hemen telefona koşup annenle konuşmaya başlıyorsun. | Open Subtitles | ومتى ما استطعنا استخراج بعض الوقت الاضافي, تذهبين للتحدث مع والدتكِ على الهاتف |
Tabii oda alışık olduğumdan çok daha küçük ama, fazladan yatağı çıkarttırınca çok daha ferah hissedilecek. | Open Subtitles | طبعا الغرفة اصغر مما اعتدت على استخدامه لكن سأشعر بالاتساع عندما يذهب السرير الاضافي من هنا |
Yedek lastiklerini de burada bıraktılar. Pek de fena sayılmaz. | Open Subtitles | تركا اطارهما الاضافي اللعين وهو ليس بحالة سيئة |
Bu yüzden fazla mesai emniyet ve güvenliği tehlikeye atmaz. | Open Subtitles | اذن الوقت الاضافي لساعات العمل لا يتضمن الامان او الأمن |
Kapıcımdan ekstra bir bidon benziz almıştım, sanırım cömertliğim tutacak. | Open Subtitles | عندي بعض الوقود الاضافي للمولد وساكون كريماً |
Sen ve Nathan'ın ekstra paraya ihtiyacınız var, benim de cevaplara. | Open Subtitles | انت ونايثن تحتاجان الى القليل من المال الاضافي وانا احتاج الى القليل من الاجابات |
Polis olmak her zaman tehlikelidir, ama ekstra devriyelerle bile | Open Subtitles | ان تكون شرطيا أمر خطر دوما لكن حتى مع الدعم الاضافي و اضافة السيارات الكبيرة للمناوبات |
ATM'ye koşup sana biraz ekstra nakit para çekeyim. | Open Subtitles | سأذهب مسرعة لماكينة الصرف الآلي وأسحب من المال الاضافي و أعطيه لكِ |
ekstra dersin onur üyeleri sizsiniz. | Open Subtitles | انتم اعضاء الشرف في هذا الدرس الاضافي للمساعده |
Çocuklarla beraber ekstra yardım sınıfını da elinizde tutuyordunuz. | Open Subtitles | لقد تعاملت مع الدرس الاضافي بشكل جيد و مع الطلبه ايضا |
Bence siz ekstra dersini yapın diye böyle birşey yaptı. | Open Subtitles | أظن انه فعل هذا ليساعدك في الفصل الاضافي |
Bu arayı fazladan bahiş için kullanabilirim. Bu işte iyiyim. | Open Subtitles | بأمكاني استغلال العطلة للحصول على بعض المال الاضافي , انا جيدة بهذا |
Ben, fazladan izin kullanmanı sorun ediyor mu? | Open Subtitles | بن على ما يرام معك أخذ الوقت الاضافي قبالة؟ نعم. |
Ama bugüne kadar fazladan çaba sarf etmeye değdiğine inandığım nadir kadınlardan birisin. | Open Subtitles | ولكن انت امرأة نادره لذلك اعتقد انكي تستحقي الجهد الاضافي |
Ama biliyor musun, şu sıralar bankada biraz fazladan paramızın olması hiç fena olmaz. | Open Subtitles | ولكن كما تعلمون، فإنه لن يكون سيئا... ... لديك القليل من المال الاضافي في البنك حول هذا الوقت. |
fazladan mesai ücreti alırlar. | Open Subtitles | يدفع لهم الوقت الاضافي يأخذون ملاحظاتهم |
Lily, Robin'in dairesinin Yedek anahtarına ihtiyacım var. | Open Subtitles | ليلي .. انا بحاجة إلى المفتاح الاضافي لشقة روبن |
Bir saat için s.ktiğiminin 10 senti, o Latin bekçi fazla mesai için... benden bir sent bile alamayacak. | Open Subtitles | ذلك السجان لا أعلم ماذا قال لك أنت لا تساوي شيئاً في العمل الاضافي |