"الاعتياد" - Translation from Arabic to Turkish

    • alışsan
        
    • alışmak
        
    • alışmam
        
    • alışman
        
    • alışmaya
        
    • Alışması
        
    • alışmanın
        
    • alışmanız
        
    • alışsanız
        
    • alışabilirim
        
    Hayatının geri kalanı boyunca, tek başına uyuyor olacaksın o yüzden alışsan iyi edersin. Open Subtitles إن أردت. ستبكي على نفسك بقية أيام حياتك. لذا عليك الاعتياد عليه.
    Başka bir şansın olmayacak. Buna alışsan iyi olur. Open Subtitles لقد خرجت من حياتك نهائيا عليك الاعتياد على هذا
    Tabii bittiğinde, bunlara alışmak zaman alıyor. Open Subtitles بالطبع، عندما ينتهي، من الصعب الاعتياد على الملابس،
    Ama artık işler böyle yürüyecek. Buna alışmak zorundayız Johnny. Open Subtitles لا بد أن هذا هو الوضع الجديد وما علينا إلا الاعتياد عليه
    Sanıyorum, güzel kızlara bakmaya alışmam gerekecek. Open Subtitles احسب ا علي الاعتياد على الاشخاص الطبيعيين
    Kusura bakma tatlım biz evlendik ve artık bu tür şeylere alışman gerekecek. Open Subtitles آسف عزيزتي، بما أننا متزوجان الآن عليك الاعتياد على معاملة مماثلة
    Oraya gidip biraz zaman geçirip bunlara alışmaya çalışacağım. Open Subtitles سوف أذهب هناك آخذ قسطاً من الراحة أحاول الاعتياد على الوضع
    Hepimizin yeni şeylere Alışması zaman alır. Open Subtitles جميعنا علينا الاعتياد على الأمور الجديدة
    Buna alışsan iyi olur, evlat. Open Subtitles يجدر بك الاعتياد علي هذا يا بني
    Belki alışsan iyi olur. Bana bir şeyler gösterene kadar. Open Subtitles ربما عليك الاعتياد عليه حتى تريني شيئاً
    Kahveye alışsan iyi edersin. Open Subtitles يجدر أن تبدئي الاعتياد على القهوة
    - Bu nedenle bize alışsan iyi olur. Open Subtitles - لذلك عليك الاعتياد على وجودنا
    Ama artık büyüyorsun, sanırım buna alışmak zorundayım. Open Subtitles لا لكنك تكبرين لذلك اظن علي الاعتياد على الامر
    Evde erkek olmadan yaşamaya alışmak zordur eminim. Open Subtitles إني على يقين أنه ليس من السهل الاعتياد على العيش من غير رجل في المنزل
    Bu seferkinde alışmak isteyebilirsin. Open Subtitles لربما سيتوجب عليك الاعتياد على حبيبي هذا
    Sanıyorum, onların bana bakmalarına da alışmam gerekecek. Open Subtitles احسب اني علي الاعتياد على ان ينظروا في وجهي ايضا
    Buna alışman lazım. Open Subtitles العالم كافّة محلّ جهل الآن، عليك الاعتياد على ذلك.
    Yine de böyle şeyler alışmaya başlamanın iyi olduğunu sanmıyorum. Open Subtitles ربما من السـيء الاعتياد على هذا الامر
    Biliyorum, biliyorum. Alışması biraz zaman alıyor. Open Subtitles أعرف، يتطلب الاعتياد عليه وقتاً.
    Bu yüzden olgunlaşmamış beyin ile alışmanın ortak etkisi daha fazla yıkıcı etki yaratan mükemmel bir fırtına gibi. TED إنه مركّب من عقل المراهق غير الناضج ومن أثر عملية الاعتياد يشبه عاصفة هائجة من شأنها أن تُخلّـف آثار دمارٍ هائلةٍ.
    -Geç kalıyoruz. -Şöhretin bedeli. Buna alışmanız lazım. Open Subtitles هذه ضريبة الشهرة علي الاعتياد عليها
    Eğer bir yazar olmak istiyorsanız insanların çalışmanızdan nefret etmelerine alışsanız iyi edersiniz. Open Subtitles عليكم الاعتياد على كراهية الناس لأعمالكم
    Tam beş kadeh şampanya içtim. Bu hayata alışabilirim. Open Subtitles لقد شربت خمس كاسات بالكريستال علي الاعتياد على ذلك

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more