| Ben de dedim ki, "Sence tramvaya binsem daha mı iyi olur?" | Open Subtitles | قلت له ، هل تظن انه من الافضل أن أستقل الترام ؟ |
| Onu kilitlesen iyi olur, çünkü elime geçerse, acılı bir ölüm olacak. | Open Subtitles | من الافضل أن تقفل عليه الباب، لأنني اذا أمسكته سيموت موته بطيئا |
| Beni yere indirsen daha iyi olur. İç çamaşırı giymedim. | Open Subtitles | من الافضل أن تضعني على الارض,أنا لم أرتدي ملابس داخلية |
| - İki bacaklı bir boa yılanı terbiyecisi. - Gitseniz iyi olacak. | Open Subtitles | انه افعى بساقين من الافضل أن تغادرى المكان |
| O yüzden hazırlansan iyi edersin çünkü bu gece tekrar çıkacaksın! | Open Subtitles | لذلك من الافضل أن تتجلي لأنك ستتصيدين ضحية اخرى هاته الليلة |
| En iyisi git, ona yine sorun çıktığını haber ver. | Open Subtitles | من الافضل أن تذهب وتخبرة ان هناك مشاكل أكثر تشتعل |
| Bu doktor, başka birinin canı yanmadan önce iyileşse iyi olur. | Open Subtitles | من الافضل أن نأمل أن تُشفى الطبيبة قبل يُجرح شخص آخر |
| Bu adamlardan bir tanesi avukat olsa iyi olur yoksa hepiniz ayvayı yediniz. | Open Subtitles | واحد من هؤلاء الرفاق من الافضل أن يكون محامي او كلاكما سوف تهلكون |
| Sizden de bir yorum olsa iyi olur. Ama acelem var. | Open Subtitles | من الافضل أن يكون معها تعليق منك ولكن لا يمكنني الانتظار |
| İçeri girsen iyi olur. Charlie dayı'n seni soruyordu. | Open Subtitles | الافضل أن تسرعى خالك تشارلى كان يسأل عنك |
| Roger yanında oturmak istedi, ben de çocuklar yer değiştirirse iyi olur dedim. | Open Subtitles | روجر يود الجلوس بجانبك و ظننت انه من الافضل أن يتبادل الاطفال مكانهما بجوارك |
| Haydi, Ann. Eve gidip yemeğe yardım etsek iyi olur. Hoşçakalın. | Open Subtitles | هيا يا أن من الافضل أن نعود للمنزل لنساعد فى أعداد العشاء |
| Bence sen ablanın yanına dönsen iyi olur. | Open Subtitles | أعتقد أنه من الافضل أن تعودي للجلوس مع شقيقتك. |
| Ve bu balık hakkında bir şeyler yapsanız iyi olur, çünkü bu sefer ben kendimi riske atmam! | Open Subtitles | و من الافضل أن تفعل شيءُ لأني لَنْ أخوض في ذلك الجحيمِ ثانيهً |
| Belki pencereleri kapatsak daha iyi olur Andy. | Open Subtitles | أعتقد بأنه من الافضل أن نكون قريبين للنافذه طول الوقت |
| Anlaştığımız gibi sınırları çizsem iyi olur, diye düşündüm. | Open Subtitles | اعتقد انه من الافضل أن نحدد ما اتفقنا عليه |
| Sana biraz para versem iyi olacak. Sadece 100'lük banknotlarım var. | Open Subtitles | أسمع, الافضل أن أعطيك بعض المال لدي أوراق نقديه من فئة المائة دولار |
| Sanırım bunu otele geri götürsem iyi olacak. | Open Subtitles | . اعتقد انه من الافضل أن اعيدها الى الفندق |
| Yukarı çıksan iyi olacak. Belediye Başkanı gidiyor. | Open Subtitles | حبيبي، من الافضل أن تصعد الأن أعتقد أن العمدة سيغادر |
| 10 dakika sonra buraya dönsen iyi edersin Tamam, bekleme | Open Subtitles | . من الافضل أن تعود الى هنا بعد 10 دقائق . حسناً , لا تنتظر |
| veya daha iyisi, Peder Weber'e cemaatimizde bir koro isteyip istemeyeceğini sorarız. | Open Subtitles | أو الافضل أن نسأل البابا ويبر لو كان يرغب بفرقة في كنيستنا |
| Acele etsen iyi olur. Borçların vadesi bu dönemin sonunda bitiyor. | Open Subtitles | من الافضل أن تسرع القرض سينتهى في نهاية السنة الدراسية |