Doktor, kız ciddi şekilde sapkın ve yoldan çıkmış. | Open Subtitles | أيها الطبيب, تنقل الفتاة مرض الانحراف الجنسي حقيقي |
İnsan sadece bulanık sudan kurtulup, ...yani bu aşırı sapkın fantezilerden vs. | Open Subtitles | لا يستطيع المرؤ هنا إلقاء الماء القذر الذي يمثل كل تلك الخيالات المفرطة في الانحراف وما شابه |
Beyaz Saray'a hiç girmedim. aberasyon, genç halimin hareketlerini etkileyen küçük dalgalanmalar yaratmış. | Open Subtitles | حتمًا الانحراف صنع تموجات لا نهائيًة .أثرت على تحركات شخصيتي الشابة |
Asıl aberasyon, bu insanlara davranma şekilleri. | Open Subtitles | طريقة معاملة هؤلاء الناس... هذا هو الانحراف الحقيقي. |
Düşünün, çünkü ben çok düşündüm; hayatımı kurtaran sapma açısını düşünün. | TED | تخيلوا، فقط فكروا في الأمر، لأنني بالتأكيد فكرت، فكروا في زاوية الانحراف التي أنقذت حياتي. |
Kraliyet yolundan sapmanın amacı nedir, bir geceliğine bile olsa? | Open Subtitles | أو خذي درسًا في رقص التعري طالما يمكنكِ ذلك. ما الغرض من الانحراف عن الطريق الملكي، |
Helmut'un beni bir sapıklık girdabına soktuğu fikrine kapılmıştım. | Open Subtitles | وكان لي فكرة أن هيلموت لفتت لي في دوامة الانحراف |
Bu sevimli güzel kadınları, sapkınlık nesnesi olarak görmüyorum. | Open Subtitles | كنت أقصد تلك السيدات استعارةً عن الانحراف. |
Belli bazı sapkın ve şehvetli ayrıntıları hatırlıyorum. | Open Subtitles | أنا أتذكّر فقط الانحراف والتفاصيل الشهوانية |
Kadınlarla ilgili sadece sapkın ve şehvetli ayrıntıları hatırladığını söyledi. | Open Subtitles | قال إنّه يتذكّر الانحراف وتفاصيل النساء الشهواية |
Belki de aberasyon o kadar da büyük değildir. | Open Subtitles | ربّما الانحراف ليس ضخمًا كما نظنّ. |
- Tarihsel aberasyon hala duruyor. | Open Subtitles | لم يتغير الانحراف التاريخي. |
Sinir eşittir boy çarpı genişlik bölü hacim kare eksi eksen açısı artı sapma. | Open Subtitles | الغضب يساوي الطول ضرب العرض، مقسوم على تربيع الكثلة ناقص زاوية جسم القضيب، زائد زاوية الانحراف |
En ufak bir sapma bile tehlikeli olur. | Open Subtitles | .الانحراف عن الأتجاه سيكون خطير |
Son denememizdeki sapmanın ölçüsünü kullanacağız. | Open Subtitles | لو إستخدمنا مقياس الانحراف من المحاولة الأخيرة |
Yani belli ki sapmanın tam olarak 0,83 yay saniyesi olması gerekiyor. | Open Subtitles | من الواضح ان الانحراف يجب ان يكون دقيقاً |
Bizim gibilere lezbiyen deniyor. Bu da pekala sapıklık. | Open Subtitles | سيتمّ وصفنا بالمثليات وهذه هي أعلى درجات الانحراف |
Artık böyle bir seçeneğim olduğunu düşünmüyorum büyükanne. Hadi ama o tatlı, masum kıza karşı ne tür bir sapıklık yaptın sen? Mesele o değil. | Open Subtitles | مانوع الانحراف الغريب الذي حاولت ان تقنع تلك الفتاة البريئة الظريفة لفعله؟ ليس الامر هكذا ارادت مني ان اقضي الليلة معها لكني لم استطع |
Daha sonra da suçluluk ve utanç duygusu yaşayacağı bir tür cinsel safha veya sapkınlık durumu yaşadı. | Open Subtitles | ثم تطور الأمر لنوع ما من الحدود الجنسية أو الانحراف الذي قد يؤدي إلى الشعور بالذنب أوالخجل |
Cinsel sapkınlık suçunu kabul etmek mi istiyorsun? | Open Subtitles | هل تريد أنْ تقر بأنّك مُذنب بتهمة الانحراف الجنسي؟ |