| Ve ne kadar bira içersen iç, ne kadar barbekü yersen ye ya da k*çın ne kadar büyürse büyüsün, dünyada hiç bir şey bunu değiştiremez. | Open Subtitles | فلا يعني بأي حال كم من البيرة شربت أو من الباربيكيو أكلت أو كم كان مقدار زيادة مؤخرتك سمنة لا شئ يمكنه أن يغير تلك الحقيقة |
| Yanında bir kase barbekü sosu da getiririm. | Open Subtitles | أعطيك كوباً صغيرا وصلصلة الباربيكيو بالجانب لسكبها |
| Onlar bakanlık onaylı, tamam, ama benim gibi biriyseniz devletin barbekü sosunuza karışmamasını istersiniz. | Open Subtitles | إنها مرخصة من هيئة الغذاء والدواء فعلا لكن لو كنت تفكر مثلي فيجب أن تخرج الحكومة من صلصة الباربيكيو |
| Keşke şu barbekü restoranlarında okaliptüs falan olsaydı. | Open Subtitles | اتمنى لو كان لديهم بعض الكافور في مطاعم الباربيكيو هذه |
| Bizi barbekü bölümüne göndermeye kalktılar, Allah aşkına. | Open Subtitles | دول كانو عايزين يودونا في قسم الباربيكيو يادين أمي |
| Yatak odamda barbekü sosu kullanılmasını yasaklıyorum. | Open Subtitles | وأنا لا أسمح بصلصلة الباربيكيو في غرفتي |
| barbekü dünya şampiyonluğuna sahip bir takımda yer aldım. | TED | كنت عضواً في فريق ربح بطولة العالم في الشواء (الباربيكيو) |
| Ama barbekü ilginçtir, chili veya bouillabaisse gibi kült haline gelmiş yemeklerdendir. | TED | لكن الباربيكيو مثير للإهتمام؛ لأنه أحد المأكولات المقدسّة مثل الفلفل الحار أو البوليابيس (يخنة أسماك) |
| Ne tadı bu? barbekü mü? ÇiftIik mi? | Open Subtitles | هل هذه بنكهة الباربيكيو |
| barbekü sosunu çok seviyorum, ve barbekü ile de çok iyi gidiyor. | Open Subtitles | أحب صلصة الباربيكيو وهم ... فعلوها |
| Bütün barbekü soslarını sattık. | Open Subtitles | بعنا كل صلصة الباربيكيو |
| Sonuncusu ve en önemlisi, meşhur Tickler's bagetleri ve özel beyaz barbekü sosumuz. | Open Subtitles | حسنا, اخيرا وليس آخرا أفخاذ (تيكلر) الشهيرة و صوص الباربيكيو الابيض الخاص |
| Beyaz barbekü sosu bir harika. | Open Subtitles | صوص الباربيكيو الابيض |
| Havaalanına gitmeden önce Tickler's Barbecue'ye uğrayıp beyaz barbekü soslarından alabilir miyiz? | Open Subtitles | قبل ذهابنا للمطار, هل تمانعين لو مررنا على مطعم (تيكلر)؟ لأحضر بعضا من هذا صوص الباربيكيو الابيض للطريق؟ |
| Şimdi yanında üç büyük şişe Tickler's beyaz barbekü sosu yoktur, değil mi? | Open Subtitles | ليس بالصدفة لديك ثلاث زجاجات كبيرة من صوص الباربيكيو الابيض من (تيكلر) اليس كذلك؟ |
| - barbekü sosunu da geri alıyorum. | Open Subtitles | - سوف أخذ صلصلة الباربيكيو |