"الباعة" - Translation from Arabic to Turkish

    • Satıcılar
        
    • satıcı
        
    • Satıcıların
        
    • satıcılara
        
    • Satanlar
        
    • satıcılardan
        
    Bazı Satıcılar çok içer. Open Subtitles بعض من الباعة المتجولون يشربون شيئا فظيعا
    Satıcılar, sekreterler, kömür madencileri, arıcılar, kılıç yutanlar... hepimiz. Open Subtitles الباعة.. الموظفون.. عمال المناجم حتى الحواة
    Bu Satıcılar, sihirbaz veya büyücü değiller. Open Subtitles .هؤلاء الباعة المتجولين، ليسوا سحرة أَو عرافين
    Genelde tanıdığım kızlar taşıyıcı, satıcı kullanıcı ya da muhbir oluyor. Open Subtitles أنا عادة الفتيات اما ناقلات تلبية.. الباعة المتجولون.. والمستخدمين أو مخبرين.
    Bütün gün masa başında, Satıcıların gelip gidişini izliyorum. Open Subtitles إنني أجلس على ذلك المكتب. أراقب كل الباعة المتجولون يمرون. يوم بالداخل و يوم بالخارج
    Bu sebeple satıcılara ve dağıtıcılara karar vermeliydiniz. Open Subtitles لا بد أنك قررت بشأن الباعة والتوزيع
    Satanlar oldukça ikna olmuş durumda. Open Subtitles الباعة متحمسين جداً
    İkinci Şans restoranını işleten iki kardeşler. Tüm Satıcılar onlara malzeme sağlıyor. Open Subtitles إنّهما أخوان لديهما مطعم صغير كلّ هؤلاء الباعة يزودونهما
    İmalatçılar, tedarikçiler, ve seyyar Satıcılar hepsi yabancı. Open Subtitles مصنعين ، الموردون ، الباعة المتجولين.. كلهم أجانب.
    Marge o Satıcılar bizim dostumuz değildirler. Open Subtitles وكما تعلمين يا مارج , هؤلاء الباعة لم يكونو حقاً أصدقاء لنا.
    Bu alıcı ve Satıcılar oldukça masum görünürler. Open Subtitles هؤلاء الباعة والمشترون على الإنترنت لا يميلون للإيذاء
    Buradaki Satıcılar çok iyi bilirlerki, vergide hile yapan kendini duvarın öte tarafında bulur. Open Subtitles هؤلاء الباعة يعلمون أنهم لو امتنعوا عن دفع الجزية سينتهي أمرهم بالبيع خارج الجدار
    Satıcılar ve müşterileri düşünürsek buradan günde birkaç bin insan mı geçiyor? Open Subtitles أذن .. ما بين الباعة و الزبائن في أي يوم من الأيام تحصل على ..
    Satıcılar gelmiş bile. Open Subtitles لاشكّ أن الباعة فعلوا ذلك أيضًا
    Bangkok etrafındaki bir sürü satıcı da bu yüzden kuş satıyorlar. Open Subtitles "والعديد من الباعة في جميع أنحاء "بانكوك يبيع الطيور لهذا الغرض
    Buralarda yüzlerce satıcı var. Bazıları büyük, bazısı bizim gibi küçük. Open Subtitles هناك مئات من الباعة في جميع أنحاء هنا، أعني، بعضها كبير، وبعض الصغيرة، مثلنا.
    Yine de o satıcı ucubelerle uğraşmak istemiyorum. Open Subtitles لكننى مازلت لا اريد التعامل مع هؤلاء الباعة
    Satıcıların kartlarını o soğukta nasıl düzelttiklerini izlemek... Şu feneri almak iyi fikirdi. Open Subtitles لا ، لقد كان ممتعًا مشاهدة الباعة يوظبّون عرباتهم في ذلك البرد
    Bin yıldır Satıcıların müdahalesi olmadan gayet iyi iş çıkardı. Open Subtitles حسناً، إنّها كانت على ما يرام لآلاف السنين دون تدخل من الباعة.
    Sistemlerine girdiklerimizi anlamadan Satıcıların yerini bulmalıyız. Open Subtitles يجب أن نعرف مكان الباعة قبل أن يكتشفوا أنه تم اختراق أجهزتهم
    Çünkü sen kapı kapı dolaşan satıcılara benziyorsun. Open Subtitles - تبدو مثل الباعة الجائلين من باب لباب
    Son olarak nakiti piyasaya sürrüp seyyar satıcılardan geri alırız.. Open Subtitles الخطوة النهائية سوف نقوم المحراث النقد الذي نتلقاه من الباعة المتجولين..

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more