Bu bir "erkek tüneli." Buradan dosdoğru lağım kanallarına ulaşabilirsin. | Open Subtitles | . هذه فتحة الرجل يمكنكِ أن تَصلي مباشرتاً إلى البالوعة من خلالها |
Şimdi, siz ve bu televizyon dediğiniz lağım çukuru ve etrafında debelenen insanlarınız yaptığınızı izleyen seyircileriniz bizi içten çürütüyorsunuz. | Open Subtitles | الان انت وهذا ال البالوعة التي تطلق عليها محطة تليفزيونية والناس الذين يتمتعون بخيرها |
Bu lağımdan çıkmanın tek bir yolu var ama rögar kapağı kapalı, üstünde de steyşın araba var. | Open Subtitles | ثمّة طريق واحد للخروج من هذا البالوعة لكن فتحة المخرج مغلقة! وثمّة سيارة تقف عليه. |
Kanalizasyon kanalında kaldık ve saklanırken birbirimizden ayrı düştük. | Open Subtitles | علقنا في أنفاق البالوعة وبالإختفاء , نحن فقط إنفصلنا |
Lavabo sızdırıyor, çöp öğütme çalışmıyor. | Open Subtitles | البالوعة تسرب الماء رمي القمامة لم يعد ينفع |
Onu istemediğimizi söylediğimizde kilitledi ve bilerek anahtarını dışarıdaki lağıma attı. | Open Subtitles | ... عندما أقنعناها بعدم حاجتنا إليها أغلقتها وتعمدت إسقاط المفتاح فى البالوعة بالخارج ... |
Sekip, kanalizasyona kaçabilir. | Open Subtitles | إنه عرضة للارتداد والسقوط داخل البالوعة. |
Farz edelim ki, köpek balığı su basmış kanalizasyondan yüzüp geldi, çocuğu nasıl yakaladı öyleyse? | Open Subtitles | لذا حتي لو كانت سمكة قرش قد قامت بالسباحة عبر البالوعة.. كيف قامت بامساكه؟ |
Sokaklardan yürüyüp geçiyorum lime lime olmuş lağım borularından akan pislikten harab olmuş sokaklardan geçiyorum zamanın gerisinde kalmış, öyleki üzerinize yıkılır diye atlamaktan korkacağınız binalar sizi tartan ve hakkınızda hüküm veren, zamanın gerisinde merhametsiz yüzler zamanın gerisinde kalıp, kapanmış dükkanlar kapanmış çarşılar kapanmış sinemalar kapanmış parklar kapanmış kafeler... | Open Subtitles | اتجول عبر الشارع وتلك الريحه من تسرب البالوعة اتجول خلال المباني , والتي قد تقفز لتتجنبها |
Seni öldüreceğim, işe yaramaz lağım faresi... Grenouille! | Open Subtitles | سَأَقْتلُ جُرذ البالوعة الحقير العديم الفائدةِ |
Biz bu lağım çukurundan gidiyoruz, alın sizin olsun. | Open Subtitles | سنترك تلك البالوعة اللعينة يمكنك الحصول عليها |
Bu lağım çukurunda yaşamaya çalışan yalnızca basit bir metal taciriyim. | Open Subtitles | أنا مُجرّد تاجر بسيط يحاول العيش في هذه البالوعة |
Frazier'ı kaçırmanı kullanıp bu lağım çukurunu açacağım. | Open Subtitles | سأَستعمل إختِطافك لفرايزر كمخل... ... لفتحوكشف هذه البالوعة |
Şu fosseptik çukuru; orada olduğunu bilmiyorsak neden sorumlu tutuluyoruz. | Open Subtitles | هذه البالوعة, إذا كان ليس لدينا علم بأنها كانت هناك من قبل فكيف نتحمل مسؤوليتها الآن؟ |
Hükümet lağımdan farksız. | Open Subtitles | دياز ذهب الى فيرمنت البالوعة |
Bu Kanalizasyon kapağını kapatmalıyız. | Open Subtitles | هذه البالوعة بالأعلى هناك علينا أن نغلقها |
- Lavabo tarafındaki dolap, orta raf! | Open Subtitles | -في الصوان بجوار البالوعة ، في الرف الأوسط |
lağıma koşun! | Open Subtitles | انطلق الى البالوعة |
Şu yanan kitabı da kanalizasyona atıp söndürecektim. | Open Subtitles | أنا أحاول أن ألقي بهذه النار في البالوعة |
Bu kanalizasyondan çıkar çıkmaz, daha iyi olacak. | Open Subtitles | بأسرع ما بوسعنا للخروج من هذه البالوعة النتنة ، فيكون بذلك أفضل |
Dondurmayı yemek yerine onu yalnızca... su yoluna fırlatıp atarlardı. | Open Subtitles | بدلا من أن تأكلا الآيس كريم، قامتا بإلقائه في البالوعة. |
İğrenç olukta kalmış kıl. | Open Subtitles | بعض... شعر البالوعة... |
Yapamayız. Kemik testeresinden çıkan titreşimler, subatanı çökertebilir. | Open Subtitles | لا يُمكننا، الذبذبات الصادرة من منشار العظام سيُحدث إنهيار البالوعة. |
Sadece bir kere kırmızı diş fırçasını lavaboyu açmak için kullandım. | Open Subtitles | لأنني استخدمت الفرشاة الحمراء لفتح البالوعة |
Beni bulmamış olsaydın, hala Kanalizasyonda olacaktım. | Open Subtitles | أنا مازلت في تلك البالوعة إذا لم تكن قد وجدتنى |