Bildiğim kadarıyla bana dinlettiğiniz telsiz yayını sadece başlangıçtı. | Open Subtitles | ،ـ على حد علمي البث الإذاعي الذي سمعته كان البداية |
U2 nin düşürülmesini göz ardı ediyordu, Moskova'dan yapılan yayını göz ardı ediyordu ki oldukça şahin dilliydi vb,vb,vb. | Open Subtitles | فقد تجاهل الرد اسقاط ال"يو-2"، وتجاهل البث الإذاعي من موسكو والذي كان متشددًا للغاية |
Bütün yayını aklımıza estiği gibi yapacağız. | Open Subtitles | نحن نقوم بهذا البث الإذاعي على الهواء. |
Gören Gözler'in yayını yüzünden, Dougie'nin başı patronuyla derde girdi. | Open Subtitles | (دوجيو) واقع في مشكلة كبيرة مع رئيسه والسبب هو البث الإذاعي لـ (ذو العينين) |
Radyo yayını. | Open Subtitles | البث الإذاعي. |