Evet, göl balinaları. Tanrının guruldayan karnı olduğunu zannederdim. Bilmiyorum. | Open Subtitles | حيتان البحيره ، اجل لا أعلم ، يبدو كأنه تحذير |
Temmuzun 4'ünde saat 6'da göl kenarında barbekü yapılacaktır. | Open Subtitles | سيقام حلفه شواء في السادسه عند البحيره بمناسبه الرابع من يوليو |
Bu nehir Ulanga göle akıyor, değil mi? | Open Subtitles | هذا النهر ، الالانجا يصب في البحيره اليس كذلك سيد الينوت? |
O kadar içeriye girdik, gölde izledik! Neredeyse vuruluyorduk, ve aldığımıza bak? | Open Subtitles | الاقتحام ، البحيره ، الطلقه الناريه ثم ماذا نحصل مقابل كل هذا |
Hesap yapalım, gölün boyu 100 mil, eni 50 mil. | Open Subtitles | دعني ارى ، البحيره 100 ميل طولا وخمسين ميل اتساعا |
gölü geçmeleri gerek ve Luisa oradayken o gölü asla geçemezler. | Open Subtitles | حتي وان رغبوا في ذلك فلن يعبروا تلك البحيرة ولن يتمكن شيء من عبور تلك البحيره بينما لويسز هناك |
Şu ana kadar, Lake ve McHenry'yi... ve Du Page İlçesi'nin bir kısmını tamamladık. | Open Subtitles | مازلنا بعيدين جداً ،، لقد غطينا منطقه البحيره و ماك هنري .. ِ و جزء من مقاطعه دو بيج |
Evet. göl kenarında güneşlenmediğimiz zamanlarda. | Open Subtitles | نعم نعم عندما لا نذهب لاخذ حمام شمس عند البحيره |
Kızaklarla kayılır. Donmuş göl üzerinde kayılır. | Open Subtitles | هناك مركبه للجليد تنزلج على البحيره المتجمده |
Daha önce göl kıyısında Sirius'la birlikteyken birini gördüm. | Open Subtitles | عندما كنت في البحيره مع سيريوس رأيت شخصاُ |
Her şampiyona ait toplam hazine şu an Kara göl'ün dibinde duruyor. | Open Subtitles | هذه الكنوز تقع الآن فى قاع البحيره السوداء |
Eğer göl yarılır ve sizi yutmaya başlarsa orada size bir ip fırlatacak bir arkadaşınız olmasına dikkat edin. | Open Subtitles | و إذا إنكسرت البحيره و بدأت في إبتلاعك ـ ـ ـ ـ ـ ـ تأكد بأن لك صديق خارجها ـ ـ ـ ـ ـ ـ ليرمي لك الحبل |
göl kenarındaki arazi sahiplerini ya da gölde yüzen çocukları düşünsene. | Open Subtitles | فكر في اصحاب العقارات المطله علي البحيره أو الاطفال اللذين يسبحون فيها. |
Hepsi gölde. Malın hepsini göle boşalttım. | Open Subtitles | رميته فى البحيره كل الهيروين , رميته فى البحيره |
göle giden yolda sen ve Shooter'ın önünden geçen adam. | Open Subtitles | الرجل الذى مر عليك أنت وشوتر فى طريق البحيره |
Ve zavallı dostlarımızı göle fırlatın. | Open Subtitles | و القوا باولئك الرفاق المساكين في البحيره |
- Ateş yakmak, gölde yüzmek ve birkaç oğlan öpmek. | Open Subtitles | نشعل النار , نسبح فى البحيره , نقبل بعض الفتيان |
Kuru gölde. Victorville. Yarın gündoğarken. | Open Subtitles | كن عند البحيره الجافه في فكتورفيل عند شروق الشمس غدا ً |
Allan and Elizabeth Eiger birşey saldırdığı sırada gölün üstündelerdi. | Open Subtitles | الين واليزابيث ايجر كانا في البحيره عندما هاجمهما شئ ما |
gölün öbür kenarında gördüğüm sizin uzay geminiz mi? | Open Subtitles | هل يمكننى رؤية مركبتك الفضائيه على حافة هذه البحيره ؟ |
gölü birkaç defa turladı ve sonrada gitti. | Open Subtitles | لقد دار حول البحيره عدة مرات ثم غادر بعد ذلك |
Albay, Groom Lake tesisine bazı belgelerin götürülmesi gerek. | Open Subtitles | أيها العقيد , أحتاجك أن توصل بعض الملفات إلى قاعدة عريس البحيره |
Bana donmuş bir gölden geçmenin sadece bir yolu olduğunu söylemiştin. | Open Subtitles | لقد أخبرتنى عن الطريق الوحيد لعبور البحيره المتجمده |
Sen şu göI kıyısında yaşıyorsun değiI mi? | Open Subtitles | أنت تعيش فى مايك دموتشيل كوخ على البحيره |
Seninle yapmak istediği çok şey olduğunu söylüyor, göldeki yüzen ev... | Open Subtitles | تقول هناك الكثيرا التى أرادت أن تفعله معك، المنزل العائم عند البحيره |