Evsiz insanlar takım elbise giyen insanlarla aynı ortamda olabilir dedik. | TED | وقلنا، أن الأشخاص المشردين بإمكانهم أن يكونوا في نفس مكان الأشخاص الذين يرتدون البدلات. |
Hepiniz öldüğünüze göre bu kıyafetler üstünüzdeyken biraz koşmaya hayır demezsiniz. | Open Subtitles | و بمأ أنكم جميعكم أموات عليكم أن تركضوا بهذه البدلات |
Kalın çizgili gömlekler koyu renkli... yada şekilli takımlar ve kravatlarla gider. | Open Subtitles | القميص المخطط يجب أن تختار له ألوان سادة من البدلات و رابطات العنق المنتقاة بعناية والمتوافقة |
elbiseleri size kim sattıysa, bayağı gülmüştür. | Open Subtitles | أياً كان من باعك هذه البدلات فإن لديه ذوق راقي |
Bu elbiseler bizi küçük, kötü belalardan korumalı. | Open Subtitles | هذه البدلات يجدر بها حمايتنا من إولائك القذرون الصغار التافهون |
Sen saçma sapan kıyafet giyen biriyle mi, partiye gittin? | Open Subtitles | ستجعلينني أرتدي إحدى البدلات الغبية من أجل الحفل, أليس كذلك؟ |
O giysileri elinizden geldiği kadar çabuk hazır hale getirin. | Open Subtitles | وأجعلوا تلك البدلات تطير بأسرع ما يمكنكم |
Dükkanıma yüzlerce kostüm gelirdi. | Open Subtitles | المئات من البدلات القديمة كان معتاد على تسوقها. |
Satın aldığım birkaç takım elbise hariç,bana verdiğin her kuruşu biriktirdim. | Open Subtitles | لقد أشتريت بعض البدلات وحفظت كل الأموال التي أعطيتني |
Yeni bir takım elbise aldın mı, derdin kalmıyor. | Open Subtitles | اشتري بعضاً من البدلات الجديدة وستكون بخير |
Resmi olmayanlardan hoşlanırım, ama genellikle takım elbise giyerim. | Open Subtitles | أَفضل الكاجول، لَكني أَلبس البدلات عادة. |
Her şey kıyafetler ya da makyajlardan ibaret değil. | Open Subtitles | كوفير ، دراما؟ حسناً ، هو ليس بشأن البدلات أَو المكياج |
Tüm kıyafetler arkadaki bir odada ama bu odaların her birinde ihtiyacın olabilecek şeyler bulunur. | Open Subtitles | كل البدلات با الغرفه با الخلف لكن تلك الغرف بها كل ماتحتاجينه |
Hep istediğimiz o şık takımlar için biraz para harcamayı düşünüyorum. | Open Subtitles | على أية حال, كنت أفكر في كيفية إنفاقي لأموالي الإضافية على إحدى البدلات الفاخرة التي طالما أردناها |
Esas hırsızlar Wall Street'te. elbiseleri size kim sattıysa, bayağı gülmüştür. | Open Subtitles | أياً كان من باعك هذه البدلات فإن لديه ذوق راقي |
Belki de sen karımı arasan ve takım elbiseleri ona versen ve elbiseler ona uymazsa, o da belki elbiseleri bana verir. | Open Subtitles | اذا؛ اتصل على زوجتي وأعطها البدلات ومن ثم اذ لم يلأموها تعطين ايها |
ve ben Siyah giyen Adamların ortaya çıkmasını bekleyip durdum. | TED | و كنت في انتظار الرجال ذوي البدلات السوداء ليظهروا. |
Bir elektromanyetik atımla meka giysileri durdurabileceğimi biliyorum demek ki dev bir elektromanyetik atım ile dev bir meka-giysiyi de durdurabilirim. | Open Subtitles | أعرف بأنني أستطيع إيقاف البدلات الآلية بنبضة كهرومغناطيسية , لذا فمن البديهي أستطيع إيقاف العملاق الآلي |
Evet, internetten benzer kostüm satışı yapan bir site buldum site tamamen bunları giyenlere adanmış. | Open Subtitles | أجل .لقد وجدت بعض من البدلات المماثلة على الانترنت و الموقع مخصص لهؤلاء |
Tefeciden çuvalla para alıp pejmürde kıyafetlere harcayabileceğinizi mi sandınız? | Open Subtitles | تظنان أيها الأحمقان أنه يمكنكما استعارة بعض المال منا ثم تصرفونها على البدلات الرديئة؟ |
- smokin giyecek bir vücudum yok ki. | Open Subtitles | إنني لستُ أحظى بجسد مُناسب لإرتداء البدلات. |
Onun yerine kimyasallar için giysiler yollamışlar. | Open Subtitles | أرسلوا لنا البدلات الكيميائيّة بدلاً من ذلك |
Bunlar belli ediyor ki kostümler şu anda dünyadaki faaliyetlerine devam ediyorlar. | Open Subtitles | لتوضيـح بأن هذه البدلات يتم صناعتها في وقتنـا الحاليّ في هذا العالم |
O aptal takımları giydikleri... sahte gözlükleri taktıkları ve evrak çantası taşıdıkları için sana öyle geliyor. | Open Subtitles | أعتقد هذا لأنهن يرتدين البدلات الرسمية والنظارات الغبية المزيفة ويحملن الحقاىب |
Takım elbiseliler gangsterleri sevmez. | Open Subtitles | من يلبسون البدلات لا يحبون رجال العصابات |
Sağlam renklerde, sade desenli kravat takmalısın. | Open Subtitles | القميص المخطط يجب أن تختار له ألوان سادة من البدلات و رابطات العنق المنتقاة بعناية والمتوافقة |