Uçak da tıpkı araba, ve üstümdeki takım elbise gibi kiralıktı. | Open Subtitles | الطائرة كانت مؤجرة مثل السيارة وحتى البذلة التى كنت اقف بها |
Keşke o gün o çirkin takımı giymeseydim. | TED | وددت لو لم أرتدي يومها تلك البذلة القبيحة. |
Benim için yaptığın kostümü giyecek adam olmak istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أكون الرجل الذي صنعت له تلك البذلة |
Hayır. Mağazaya gidip takım elbiseyi koruyacak. | Open Subtitles | كلا، لقد ذهب إلى وسط المدينة لحراسة البذلة |
Bu Kıyafet de, özellikle dalış konfigürasyonu için daha uygundur, yani suyun derinlerindeyken. | TED | وهذه البذلة على وجه الخصوص مجهزة جيدًا للإعداد للغوص، أي عندما تكون في عمق أكبر تحت المياه. |
Bir kerecik olsun, beni Smokin gecesine davet etmenizi isterdim. | Open Subtitles | أتمنى فقط لمرة واحدة أن تدعوني لليلة ارتداء البذلة الرسمية |
Giysiyi bulduğumda, kapatacağım. | Open Subtitles | عندما أعثر على البذلة سأوقف عملها |
Şu takım elbiseli haline bak. Seksi, İngiliz öğrenci olup çıktın. | Open Subtitles | والأن أنظر لنفسك في تلكَ البذلة تبدو مثل الفتى الإنجليزي المُثير. |
Beni takım elbiseli tipin teki olmam için zorlayıp durdu, babam gibi değilim. | Open Subtitles | انت تعلم لقد اصبحت تدفعني ان اكون الرجل في البذلة وانا لست ابي |
Ön sıradaki beyaz takım giyen adam silah taşıyor. | Open Subtitles | الرجل الجالس فى الصف الأمامى صاحب البذلة البيضاء يحمل مسدسا |
Gidip o takımı almalıyım. | Open Subtitles | عليّ الذهاب إلى وسط المدينة وشراء البذلة |
Bu takımı en son ne zaman giymiştin, hatırlamıyorum. | Open Subtitles | ألم تتذكر المرة الأخيرة التى رأيتك فيها مرتدياً هذه البذلة |
Giydiğim takımı ve 5000 dolarlık roleximi görmüş. Ve beni soymaya karar vermiştir. | Open Subtitles | وأنا أرتدي هذه البذلة وساعة الخمسة آلاف دولار وهناك قرر محاولة سرقتي. |
Hadi ama. kostümü yeni yıkadım! | Open Subtitles | مهلا , بربكم لقد غسلت البذلة منذ فترة قريبة |
Hatırlayamadım ama bu kostümü hatırlıyorum. | Open Subtitles | لا يبدوا مألوفاَ ولكن هذه البذلة تناسبك أنتي التي تغني على الأرصفة ؟ |
Hemen bu elbiseyi giydim çünkü tek elbise buydu. | Open Subtitles | و أضطررت لأرتداء البذلة لأن أرتدائها أسهل من ملابسي الرسمية |
Söylediğim gibi, iki parçalı Kıyafet için 10 şilin alıyoruz üç parça olursa 13 şilin ediyor. | Open Subtitles | كما قلت، نتقاضى عشرة جنيهات عن البذلة ذات القطعتين، وثلاثة عشر جنيهاً عن ذات الثلاث قطع. |
Bence Smokin, kadınların gözünde tüm erkeklerin aynı olduğunu gösteriyor. | Open Subtitles | أعتقد أن الفكرة وراء البذلة الرسمية هي وجهة نظر نسائية بأن جميع الرجال سيان |
Boston'a dönüp Giysiyi orada tamamlayın, burası güvenli olduğunda tekrar gelirsiniz. | Open Subtitles | عُد إلى (بوسطن)، واصنع البذلة هناك، ثمّ عُد إلى هُنا حينما يكون الأمر آمنًا. |
Diğer hakemle müzakere ettim ve Kostüm için 3 finalistimiz... | Open Subtitles | كنت فقط أتشاور مع شريكتي في التحكيم، والمتأهلون التلاثة من أجل البذلة هم |
Bu yüzden giysinin astarı için kullanabileceğimiz metal ya da alaşımı bulmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | لذا فإنّي أحاول التحقّق من وجود معدن أو خليط من المعادن لنستخدمه في بطانة البذلة. |
İkinci iterasyon ise kriptik dalış kıyafeti veya giyen kişiyi su sütununda saklamaya çalışanı. | TED | نفس الأمر في حالة بذلة السباحة الخفية، أو البذلة التي تحاول اخفاء من يرتديها في عمود المياه. |
Dinle beni. giysi üstünde ve sen benden daha iyi yüzücüsün değil mi? | Open Subtitles | استمع لى , لديك البذلة وانت افضل منى فى السباحة اليس كذلك ؟ |
Hey, adamım, bu arada, takımını çok beğendim. | Open Subtitles | مرحباً, يا صديقى, بالمناسبة أنا أحب هذة البذلة حقاً |
Öyle yakışıklıydı ki! O elbiseyle, her şeyin üstesinden gelebilir. | Open Subtitles | لقد بدا وسيماً للغاية و يمكنه أن يكون أي شئ بهذه البذلة |
Demir Adam zırhı'nı teslim etmem, kendimi teslim etmem demektir. Bu kölelikle veya baktığınız açıya göre fahişelikle eş anlamlıdır. | Open Subtitles | أن أسلم البذلة يعني بأن أسلم نفسي و هذا لا يخدم الهدف أو الأمر المعتمد عليه |
Çünkü çitlerdeki akım bir şekilde kostümün üstüne gücü veriyor. | Open Subtitles | بسبب التيار من السياج يوزع الشحنات حول البذلة بطريقة |