"البراقة" - Translation from Arabic to Turkish

    • parlak
        
    • parıltılı
        
    • parlayan
        
    • Parıldayan
        
    • ParıItı
        
    • OpalIşıma
        
    • ışılda
        
    • parılda
        
    Bu parlak ışıkların sadece olası avcılara karşı korunmak için değil aynı zamanda olası eşleri çekmek için kullanılan usta bir iletişim aracına dönüşmesi milyonlarca yıl aldı. TED استغرق الأمر ملايين السنين قبل أن تتطور تلك الأضواء البراقة إلى أداة تواصل ذكية التي يمكن استخدامها ليس فقط لإبعاد المفترسين المحتملين بل أيضًا لجلب القرناء المحتملين.
    İş arkadaşım Tom Eisner tarafından keşfedilen evrimsel hata, bu ateş böceklerini parlak ışıklarını hain bir niyetle geceye taşımaya itmiştir. TED هذا الاختلال الثوري، الذي اكتشفه زميلي توم إيزنر، دفع تلك اليراعات إلى إطلاق أضواؤها البراقة في الليل بنية غادرة.
    Gezegenin geleceğini inşa edermişçesine beraber çalışırsak bu parlak ışıkların parıldamasını devam ettirecek bir yol bulabiliriz umarım. TED وبأننا نعمل معًا لصياغة مستقبل الكوكب، آمل أن نجد طريقة للمحافظة على بريق هذه الأضواء البراقة.
    Bu parıltılı saati alıp başınıza çalın! Open Subtitles لذا يمكنكم اخذ هذه الساعة البراقة والاحتفاظ بها
    "parlayan gözünü yana çevirip dedi ki, Utanmıyor musun, seni gidi uykucu?" Open Subtitles "رمق بعينه البراقة وقال ألا تخجلين ياذات الرأس الناعس؟"
    Cüzdanınızdaki Parıldayan altın paraları düşünün. Open Subtitles فكر بمتعة النقود الذهبية البراقة تخشخش في جيبك
    Seslerden ve parlak şeylerden dikkatinizi uzaklaştırdığım için özür dilerim. Open Subtitles آسف لمقاطعتكم عن الأصوات المزعجة والأشياء البراقة
    parlak zırhlı şövalyelerin onun tipi olmadığı kesin. Open Subtitles من المؤكد ان الفرسان ذوي الدروع البراقة ليسوا ممن يروقون لها
    parlak zırhlı şövalyelerin onun tipi olmadığı kesin. Open Subtitles من المؤكد ان الفرسان ذوي الدروع البراقة ليسوا ممن يروقون لها
    Martha Stewart benim parlak plastik kıçımı öpebilir! Open Subtitles فلتلعق مارثا ستيوارت مؤخرتي البلاستيكية البراقة.
    Vampirlerin parlak renklere geldiğini herkes bilir. Open Subtitles كل شخص يعرف أن مصاصى الدماء ينجذبون للألوان البراقة
    "parlak gözlü uzaylıların bir ilgisi var mıdır" diye düşünmekten kendimi alamadım. Open Subtitles لا يسعني إلا أن أتساءل عما إذا كان هناك علاقة للفضائيين ذوى الأعين البراقة بالأمر
    parlak duyarga uçları eş bulmak ya da yırtıcı hayvanları şaşırtmak için olabilir. Open Subtitles قد تكون أطراف المجسات البراقة لاجتذاب شركاء التزاوج أو تشتيت الضواري
    Bu parlak sayfalar arasındaki dünya güven duygusu veriyordu. Open Subtitles العالم الموجود بين هذه الأغلفة البراقة كان يشعرني بالطمأنينة
    Çünkü bir şeyler almayı seviyorum parlak şeyler özellikle. Open Subtitles حسنا ، من الأفضل لك أن لا تتكون لأني أحب الهدايا خاصة الهدايا البراقة
    Kardeşlerini birkaç parlak metaliğe sattığına bahse girerim. Open Subtitles أراهن انك قمت ببيع اخوتك من أجل حفنة من العملات البراقة
    O çantadaki şu minik, parıltılı işleri diyoruz. Open Subtitles هذه التسيبات الصغيرة البراقة في تلك الحقيبة
    "parlayan gözünü yana çevirip dedi ki, Utanmıyor musun, seni gidi uykucu?" Open Subtitles "رمق بعينه البراقة وقال، ألا تخجلين ياذات الرأس الناعس؟"
    Parıldayan kaslarını göstererek, yarı çıplak bir şekilde kapıya bakmanın işe yarayacağını düşündüysen doğru bildin. Open Subtitles إذا ظننت أن العضلات البراقة وفتح الباب مع صدرك العاري بطريقتك الروتينية ستفلح فأنت مخطئ تماما
    Hayır iğrenç olan "ParıItı Fabrikası"ydı. Open Subtitles لا ، المقرف حقاً هو مصنع الألوان البراقة
    Yani Yurttaş 14 OpalIşıma'yı bu Kötüniyetli'den kurtarmak istiyor. Open Subtitles إذاً المواطن 14 يريد ان ينقذ البراقة من الملتوي
    # Çiçeğim ışılda ve parılda Çıksın tesirin açığa # Open Subtitles # أيتها الزهرة البراقة المتوهجة , دعي قوتك تتألق #

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more