Harika patates kızartıyor ve sadece bir kaşık yağa ihtiyaç duyuyor. | Open Subtitles | انه يقلي شرائح البطاطة و يستخدم لذالك ملعقة صغيرة من الزيت |
...yılların emeğini yok saymak için bu zararsız patates nefreti yeniyor. | Open Subtitles | يستغرق فقط بضعة أيام وبسبب هذا المرض أكلت البطاطة بكثرة |
New York bifteği... ekşili kremalı fırınlanmış patates,frenksoğanı ve tatlı hayal ediyordum. | Open Subtitles | أنا كنت فقط إستغراق في أحلام اليقضة حول ستيك شريط نيويورك البطاطة المخبوزة بالقشطة الحامضة وثوم المعمر والحلوى الحارة |
- Siz Kilo 5 Bravo, Spud da Kilo 5 Alpha, Normandy de Kilo 2. | Open Subtitles | أنت كيلو خمسة برافو البطاطة وتضمينه في الكيلو خمسة ألفا و النورماندي وتضمينه في كيلو اثنين. |
Durumu sabit ama acil tahliye edilmesi gerekiyor Spud. | Open Subtitles | مستقر لكنه يحتاج الهيئة العليا فوري، البطاطة. |
Biraz tavuğumuz var, patates ezmesi, | Open Subtitles | عندنا بعض الدجاج اللطيف، بعض البطاطة المهروسة، |
eve götürmem için bana patates verdi. | Open Subtitles | لإعطائي البطاطة الزائدة لكي اخذها للمنزل |
Ve sonra havyarlı, ev yapımı patates soteler? | Open Subtitles | ومن ثم، البطاطة المهروسة مع كافيار الكيتا ولحم بقر رائع مع لحم الخنزير من نوع ويللينجتون |
Şöyle yağsız bir biftek alayım az pişmiş, yanında patates ve smetana ile. | Open Subtitles | أنا سَيكونُ عِنْدي عينُ الضلعَ، البطاطة المَخْبُوزة النادرة، قشطة حامضة، |
Bir kepçe dolusu patates püresi fikrini idrak edemeyen kafeteryadaki şişko şıllık hariç. | Open Subtitles | ما عدا على تلك الحقيرة في الكافيتيريا التي لا تستطيع إدراك مفهوم مغرفة كاملة من البطاطة المهروسة |
Ve sen, köpeği patates cipsi ile beslemeyi bırak. | Open Subtitles | و أنت كفَّ عن إطعام الكلب رقائق البطاطة. |
Sınırın güneyinde, o şeyi patates kızartması ve ketçap gibi kullanıyorlar ama kimse şikayet etmiyor. | Open Subtitles | إنهم يسعملونه كالكاتشاب على البطاطة المقليـة جنـوب الحدود، ولا أحد اشـتكى. |
Şimdi, siz keş sürtüklerden hanginiz bana patates püresini uzatabilir? | Open Subtitles | الآن، من منكم أيها الساقطات يمكنه أن يمرر لي البطاطة المهروسة؟ |
patates ekmeği, aynı zamanda açlığa karşı birebirdir. | Open Subtitles | خبز البطاطة جيد أيضاً لصد الجوع |
Adamın biri lokantaya gelmiş ve patates tatlısı sipariş etmiş. | Open Subtitles | - [صوت تشانج] أي جاء رجل إلى مكانه - - فطيرة بطاطة حلوّة. جلس، طلب فطيرة البطاطة الحلوّة. |
Ev yapımı vodka için patates mi çıkaracaksın? | Open Subtitles | تستخرج بعض البطاطة و تعد بعض الطعام |
Tatlı patates Turtası yaparım. | Open Subtitles | سأقوم بأعداد فطيرة البطاطة الحلوة |
Oakey Oaks'ın, rakipleri Spud Valley Patatesleri'ni yenmesinin üstünden yirmi yıl geçti. | Open Subtitles | لقد مر عقدين منذ ضرب (أوكي أوكس) المنافسون البطاطة (فالي تاتيرز). |
Oakey Oaks'ın, rakipleri Spud Valley Patatesleri'ni yenmesinin üstünden yirmi yıl geçti. | Open Subtitles | لقد مر عقدين منذ ضرب (أوكي أوكس) المنافسون البطاطة (فالي تاتيرز). |
- Yeni Uydu geldi Spud. Kurulumunu yapacağım. | Open Subtitles | جديد تاكسات وأبوس]؛ ق تأتي في، البطاطة. |
Bir ucunu kapatıp içine çakmak gazı koyuyorsun... patatesi içine sokup açık ucu tutuşturuyorsun. | Open Subtitles | تغلق نهاية واحدة، ضع في بضعة قطرات السائل الأخف إلتصق في البطاطة، يضيئ البطاطة ستذهب مائة ياردة. |