Uzun vadeli planlarınız ve etrafınızdaki kişileri üzmeniz bunun rahatsız edici ve tahmin edilemez bir gün olmasına yol açabilir. | Open Subtitles | الخطط البعيدة المدى الأشخاص المزعجون حولك، يمكن أَن تجعل هذا اليوم المقلق والمتقلب |
Tanrım, yeterince yakında olmaları mümkün değil, uzun menzilli vericilerimizle bile. | Open Subtitles | مهلاً ليسوا قريبين كفاية لترحيلها ولا حتى بالمُرسِلات البعيدة المدى {\pos(192,210)} |
uzun menzilli bir silahmış. | Open Subtitles | نوعاً من الأسلحة البعيدة المدى. |
Alıcılarında uzun mesafeli bir yerçekimi hareketi buldular. | Open Subtitles | اكتشفوا اضطراباً تثاقلياً بمجسّاتهم البعيدة المدى |
Her şey Komutan Erwin tarafından tasarlanan uzun mesafeli keşif dizilimine bağlı. | Open Subtitles | إنّ أملنا الوحيد هو تشكيلة الاستطلاع البعيدة المدى المبتكرة من قبل القائدة إيروين |
CIA'in son istihbaratı bunu doğruluyor, bunun yanında Sovyetlerin uzun menzilli bomba uçaklarının üretimini artırması... | Open Subtitles | تقارير وكالة الاستخبارات الأمريكية الأخيرة تؤيد ذلك خصوصاً مع زيادة السوفييت لإنتاج الطائرات القاذفة للقنابل البعيدة المدى. |
İnsanlar sürekli uzun mesafeli ilişkileri yürütüyorlar ve biz de birbirinden çok çok uzaktaki okullara gitmiyoruz. | Open Subtitles | الناس يبتعدون بالطريقة البعيدة المدى طوال الوقت... ونحن لن نذهب إلى كلية بقدر هذا البعد عن بعضنا البعض |
uzun mesafeli keşif dizilimini uygulayın! | Open Subtitles | ! تقدموا بتشكيلة الاستطلاع البعيدة المدى |