| - Oryantasyona gitmek istemiyorum. - Seninle kalmak istiyorum. | Open Subtitles | لا أريد الذهاب في الجولة، أريد البقاء معكِ |
| Kimse Seninle kalmak istemedi, o yüzden tek kişilik odadasın. | Open Subtitles | لا أحد يريد البقاء معكِ ، لذا أنتِ بمفردك |
| Burada Seninle kalmak aptalcaysa varsın aptal desinler. | Open Subtitles | حسنٌ، إذا كان من الغباء البقاء معكِ في الخلف فلتسميني بالغبي إذاً |
| Anlamlı ve mutlu bir hayat yaşamamın tek yolu seninle olmak. | Open Subtitles | البقاء معكِ هو الطريقة الوحيدة كي أشعر بالسعادة |
| Seninle işim bittiğinde, hiç kimse seninle olmak istemeyecek. | Open Subtitles | بعدما أنتهي , لن يرغب أحد في البقاء معكِ -أبداً |
| Ama bunu yapmam için bizden vazgeçmem gerek. | Open Subtitles | ولأفعل ذلك لا أستطيع البقاء معكِ |
| Ama bunu yapmam için bizden vazgeçmem gerek. | Open Subtitles | ولأفعل ذلك لا أستطيع البقاء معكِ |
| Belki Seninle kalmak istemiyorum. | Open Subtitles | ربما, أنا لا أريد البقاء معكِ هنا |
| Seninle kalmak istiyorum. | Open Subtitles | أريد البقاء معكِ |
| Seninle kalmak istiyorum! | Open Subtitles | أريد البقاء معكِ |
| Burada Seninle kalmak istiyorum. | Open Subtitles | أريد البقاء معكِ هنا |
| Ama ben Seninle kalmak istiyorum anne. | Open Subtitles | أريدُ البقاء معكِ يا أمي |
| Burada Seninle kalmak istiyorum. | Open Subtitles | أريد البقاء معكِ |
| Yaohua, Seninle kalmak istiyorum. | Open Subtitles | (ياوهوا)، أريد البقاء معكِ. |
| Tek düşünebildiğim seninle olmak. | Open Subtitles | كل ما يشغل بالى ، هو البقاء معكِ |
| Bana ne oldu bilmiyorum. seninle olmak istiyorum. | Open Subtitles | لا أعرف ماذا بي لكن أريد البقاء معكِ |