Derinlere dalıyorsun, kalmak istiyorsun çünkü mevcut güçlerce terk edildin. | Open Subtitles | إنك تريد البقاء من أعماقك لأن السلطات المفترضة قد تخلت عنك |
Eğlenceli kısmına da kalmak isterdik; ancak bizi bekleyen bir jetimiz var. | Open Subtitles | أحب البقاء من أجل المرح، لكن لدي طائرة لنلحق بها. |
O olmadan burada kalmak zor olmalı. | Open Subtitles | لابد وانه كان صعباً عليكِ البقاء من دونها |
Senin içinde kalmak istemiştim, çünkü seni önemsiyorum. | Open Subtitles | لقد اردت البقاء من اجلك ايضاً لأننى اهتممت بك |
Yapabileceğin en iyi şey, gösteride kalmak. | Open Subtitles | أفضل شيء لكى هو البقاء ... من أجل العرض و |
Gitmiş kalmak asıl zor olan. | Open Subtitles | انه البقاء من شأنه ان يكون صعباً |
- Yemeğe kalmak ister misin? | Open Subtitles | هل تريد البقاء من اجل العشاء ؟ |
Aslında, eğer üzgün, bekar bir adamla kalmak istersen, biraz erimiş peynirli patates kızarmam vardı. | Open Subtitles | في الحقيقة انا على وشك انا اسيح جبن على رقائق بطاطس ان كنت تريد البقاء من اجل عشاء رجل وحيد حزين . |
Akşam yemeğine kalmak ister misin ? | Open Subtitles | أتودين البقاء من أجل العشاء. |
Son şansın, Kelsie. Bir içki için kalmak istiyorsan. | Open Subtitles | آخر فرصة ( كيلسي)، هل تودين البقاء من أجل الشرب.. |
Yemeğe kalmak ister misin? | Open Subtitles | تود البقاء من اجل العشاء؟ |
Artık burada kalmak istemiyorum. | Open Subtitles | لا اريد البقاء من بعد الآن |