"البلادِ" - Translation from Arabic to Turkish

    • ülkenin
        
    • ülkeyi
        
    • ülke
        
    • ülkeye
        
    • ülkede
        
    • ülkedeki
        
    • Ülkeden
        
    Her gün ülkenin her tarafından kızlar bana resimlerini yolluyor. Open Subtitles كلّ يوم البنات يُرسلون لي صورَ مِنْ جميع أنحاء البلادِ
    Pek çok doğum uzmanı ve jinekolog bu ülkenin kadınlarına olan sevgilerini gösteremiyor. Open Subtitles الكثير مِنْ جِنِّ لَيستْ قادرة على المُزَاوَلَة حبّهم مَع النِساءِ عبر هذه البلادِ.
    Moneypenny, seni bu giysiyle görenler ülkeyi terk etmekten vazgeçebilirler. Open Subtitles أي واحد يَراك في ذلك الزيِّ، مونيبيني، بالتاكيد سيعيقك مِنْ تَرْك البلادِ.
    Senin ailen , bu ülke bana çok şey verdi... Open Subtitles عائلتكَ في هذه البلادِ أعطتْني الكثير وأنا أَخذتُه بكُلّ قلبي
    Öyle görünüyor ki sen sadece Agra'ya değil ülkeye de yabancısın! Open Subtitles يبدو أنك لست جديداً على آغرا وحسب بل على البلادِ أيضاً
    Çok şükür ki bu ülkede hala yasal prosedürlere sahibiz. Open Subtitles أشْكرُ الله أنناما زِلنا لدينا إجراءات قانونية في هذه البلادِ.
    Sen ülkedeki en saygı duyulan çocuk psikiyatrlarından birisin. Open Subtitles أنت أحد أكثر المُحترمِ طفل علماء نفسانيين في البلادِ.
    Bu durum bu ülkenin, senin halkının ekonomik şartlarıyla ne kadar yakından ilgilendiğini gösterir. Open Subtitles ذلك يوضح مدى الاهتمام الجاد من قبل مسؤولي إقتصادِ هذه البلادِ في رفاهية بني قومك
    ülkenin geri kalanı gibi şu an üzerinde bulunduğumuz bu toprak da yine şiddet yoluyla Kızılderililerden alındı Open Subtitles هذه الأرضِ وكُلّ البقية التي تعُودُ إلى البلادِ أُخِذَ بقسوة مِنْ الهنود
    Bu ülkenin gidişatıyla en az senin kadar ilgileniyorum ben de Open Subtitles أَنا مَعْني مِثْلك حول.. إتّجاه هذه البلادِ
    Bu ülkenin gurur duyduğu gerçek bir vatansever gibi konuştunuz. Open Subtitles تَكلّمتَ مثل وطني حقيقي هذه البلادِ يُمكنُها أَنْ تَكُونَ فخورةَ جداً بك.
    Christina bizim görevimiz, bu barbar ülkeyi ikinci bir uyuşturucu savaşına boğmak. Open Subtitles كرستينا، مهمّتنا هنا أَنْ تَجْعلَ هذه البلادِ البربريةِ المرحلة لمدّة ثانية حرب أفيون.
    FDR bu ülkeyi yeraltına indiriyordu. Open Subtitles وإف دي آر كَانواَ يحكمون ' هذه البلادِ إلى الأرضِ.
    Ve birçok kez, Herkül uçamazsa... ülkeyi terk edeceğimi ve geri dönmeyeceğimi belirttim. Open Subtitles هو لَمْ يُطيّرْ كَانَ سيَتْركُ هذه البلادِ وهو لَنْ يَعُودَ.
    Senin ailen , bu ülke bana çok şey verdi... Open Subtitles عائلتكَ في هذه البلادِ أعطتْني الكثير وأنا أَخذتُه بكُلّ قلبي
    Gob, soruşturma geçirdiğimiz için ülke dışında herhangi bir iş yapmaktan men edildik. Open Subtitles الفَمّ، نحن ممنوع مِنْ عَمَل أيّ عمل خارج البلادِ بينما نحن موضع تحرّي.
    Halk el birliğiyle modern bir ülke kurma yolunda çok sıkı çalışıyordu. Open Subtitles كامل البلادِ كَانتْ تُسرعُ لبِناء أمة في حالة حديثة.
    Onlar da en az sizin kadar bu ülkeye aitler Open Subtitles انهم ينتمون إلى هذه البلادِ بقدر ما تنتمي أنت
    Sonunda senin uğruna bu ülkeye kadar geldim. Open Subtitles أخيراً جِئتُ إلى هذه البلادِ الأجنبيةِ لأجلك.
    Bu ülkede 300 milyon insan yoksulluk sınırının altında yaşıyor. Open Subtitles 300 مليون شخص في البلادِ بشكل مباشر تحت حدِّ الفقر.
    Bu ülkede neler olduğunu anlamıyorlar Open Subtitles هم لا يَفْهمونَ ماذا يجري في هذه البلادِ
    Şu an, ülkedeki bütün haber şubeleri, senin hakkında uzun ve zorlu araştırma yapıyorlar. Open Subtitles ماذا يعنى إليك؟ الآن، كُلّ مكتب الأخبارِ في البلادِ يَأْخذُ وقت طويل، يَنْظرُ إليك بشدّة
    Hayır efendim. Ülkeden çıkabilmek için pasaportlarınızın olması gerekli. Open Subtitles لتَرْك البلادِ .كلاكما تَحتاجانِ جوازاتَ السفر

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more