Şehirler ve kasabalar, insanların olduğu herhangi bir yer artık güvensizdi. | TED | المدن و البلدات وأي مكان يضم بشرًا أصبح غير آمن |
Bazı kasabalar bunu başarır, bazıları başaramaz. İnsanlara bağlı. | Open Subtitles | بعض البلدات تنجح والبعض الآخر لا ذلك يتوقف على السكان |
Ve bu gibi kasabalarda, suç tek çıkış yolu olarak görünür. | Open Subtitles | وغالباً في البلدات كهذه ترى الجريمة على انها الطريق الوحيد للخروج |
Güney kasabaları ve şehirlerden gelen zencilerin çoğu sokaklara döküldü. | Open Subtitles | الزنوج في البلدات والمدن الجنوبية توجوا إلى الشواع بأعداد غفيرة، |
kasaba kasaba dolaşıp yağma ediyorlarmış. | Open Subtitles | كانوا يعيثون فساداً فى الّليل وينهبون البلدات الواحدة تلو الأخرى |
kasabalara indiğimizde insanlar bizi kollarını açarak karşılıyordu. | Open Subtitles | كانت كالموجة عندما كنا نصل البلدات الناس كانوا يستقبلوننا بأذرع مفتوحة |
Bir sürü küçük kasabalardan geçiyorum. Bir sürü küçük kasaba. | Open Subtitles | أتعرفون أمرًا، لقد مررت بكثير من المدن، الكثير من البلدات الصغيرة. |
kasabaların yakınında bile fazla hasara uğramış resif görmedik. | Open Subtitles | حتى قرب البلدات نحن لم نكتشف أضرار الشعبة المرجانية الكثيرة |
Böyle küçük kasabalar bu lanet filmler için uygun değil işte. | Open Subtitles | البلدات الصغيرة كهذه غير مُهيّأة لاحتفالات كبيرة |
Ciddi bir uzun vadeli etki olmadan kasabalar birkaç saatte boşaltılabilir. | Open Subtitles | البلدات المجاورة يمكن اخلائها خلال ساعات دون تأثيرات طويلة الاجل |
Küçük kasabalar kurban seçimi konusunda felaket. | Open Subtitles | البلدات الصغيرة سيئة لإستخدام علم الضحايا |
Küçük kasabalar delilleri her zaman ulusal veritabanlarına yüklemezler. | Open Subtitles | البلدات الصغيرة لا تقوم بربط أدلتهم لقاعدة بيانات الولاية أو البلاد |
Bela çıkmadan bu kasabalarda dolaşmak. | Open Subtitles | هو القفز إلى هذه البلدات بدون طلب المتاعب. |
Çevre kasabalarda insanlar evlerini çiftliklerini kaybediyorlar. | Open Subtitles | , أعني , البلدات جولنا الناس يفقدون بيوتهم و مزارعهم |
Bu şarkıyı filme ekleyip küçük kasabalarda gösterime sokacağım. | Open Subtitles | .. اصدر الفيلم ثانية في البلدات الصغيرة هذا بالتأكيد سوف يرجع بعض الاموال |
Güney kasabaları ve şehirlerden gelen zencilerin çoğu sokaklara döküldü. | Open Subtitles | الزنوج في البلدات والمدن الجنوبية توجوا إلى الشواع بأعداد غفيرة، |
Çevredeki kasabaları korumak üzere, Pasifik okyanusunun... iki km açıklarını da kapsayan bir alan karantina bölgesi ilan edildi. | Open Subtitles | أقيم حجر صحي مشدد لحماية البلدات المجاورة والمحيط الهادىء الذي يبعد ميلاً |
Küçük kasaba davalarından bu yüzden nefret ediyorum işte. Hayatında hiç matematik görmemişler kim bilemiyorsun. | Open Subtitles | لهذا السبب أكره تحقيقات البلدات الصغيرة لا تعلم إذا أدّى الرجل الحسابات |
Canavarlar küçük kasabalara bayılırlar. | Open Subtitles | الوُحوش يعشقون البلدات الصغيرة. |
Çoğunlukla, çiftlik hayvanlarıyla uğraşan, küçük kasabalardan ya da kırsal kesimden gelmiş, savaş deneyimi olmayan ellerdi. | Open Subtitles | خُصّصوا أصلاً لمعالجة الماشية كانوا في الغالب عمّال مزارع من البلدات الصغيرة في المناطق الريفية البعيدة مع قليلاً أو بدون خبرة على القتال |
Küçük kasabaların tüm olayı bundan ibaret. Değil mi? | Open Subtitles | هذا هو المغزى من البلدات الصغيرة أليس كذلك؟ |
Ailesi Five Towns'da yaşıyor. Bu Yahudilerde bol para var. | Open Subtitles | عائلتها تقيم في البلدات الخمس هؤلاء اليهود لديهم الكثير من الأموال |
Yakınlarda ki şehirlere .bir katil alarmı veriyim bari. | Open Subtitles | من الأفضل أن أعمم أوصاف القاتل إلى كل البلدات المجاورة |
Ve tekrardan senin ismini duyduğumda, bu küçük şehirlerde dövüştüğünü söylediler | Open Subtitles | ... و عندما سمعت أسمكَ أخيراً أخبروني انكَ تبارز في هذه البلدات الصغيره |
Sadece 2,000 kişi yaşıyor ve diğer birçok küçük şehir gibi yıllar içinde git gide boşalmış bulunuyor. | TED | إنه منزل ل٢٠٠٠ شخص فقط و مثل كثير من البلدات الصغيرة تم هجره عبر السنوات. |