"البلدان النامية" - Translation from Arabic to Turkish

    • gelişmekte olan
        
    • ülke
        
    • ülkeler
        
    • olan ülkelerde
        
    Ayrıca gelişmekte olan ülkelerde sahteciliğe rastlanıyor. TED من ثم، هناك تقليد المنتج في البلدان النامية.
    Son dört yıldır içinde gelişmekte olan ülkelerde dünyanın yeni enerji üretim kapasitesi geri dönüştürülebilir oldu. TED في كل من السنوات الأربعة الماضية نصف طاقة العالم المتولدة ,كانت قابلة للتجديد خاصة في البلدان النامية مؤخراً.
    gelişmekte olan ülkelerden öğrenciler de, çok pahalı bilimsel araçların benzerlerini kendileri yapıyorlar. TED أو لديك طلاب في البلدان النامية يصنعون نسخا مماثلة للأدوات العلمية التي يكلف صنعها الكثير من المال.
    Toprağın özel mülk olması ve yüksek arazi fiyatları yüzünden, tüm gelişmekte olan ülke şehirleri büyük bir gecekondu soruna sahip. TED لأنه بسبب الملكية الخاصة للأراضي، وسعرها الباهظ، كل مدن البلدان النامية لديها مشكل الأحياء العشوائية.
    Ve bunlar da gelişmekte olan ülkeler: Büyük aileleri ve nispeten kısa yaşam süreleri vardı. TED وكانت هذه هي البلدان النامية وكانت بها أسر كبيرة ومتوسط أعمار قصير نسبيًا
    Şu anda, bugün Oslo'da petrol şirketleri, gelişmekte olan ülkelerden petrol çıkarmak için hükümetlerine yaptıkları ödemeleri gizli tutmak için savaşıyorlar. TED اليوم في أوسلو تحارب شركات النفط للحفاظ على سر مدفوعاتها إلى الحكومات لاستخراج النفط في البلدان النامية.
    gelişmekte olan ülkelerdeki büyük eşitsizlik bunun görülmesini güçleştiriyor, örneğin, taşımacılık açısından, gelişmiş bir şehir, yoksulların dahi araba kullandığı bir şehir değil, tam tersi zenginlerin dahi toplu taşıma kullandıkları bir şehirdir. TED التفاوت الطبقي الكبير في البلدان النامية يجعل من الصعب أن نرى، على سبيل المثال، أن في مجال النقل، المدينة المتقدمة ليست التي يركب فيها الفقراء سيارات بل أين يستعمل الأغنياء وسائل النقل العمومية.
    gelişmekte olan dünya şehirlerinde para için, hükümet yatırımı için bir çatışma vardır. TED هناك صراع في مدن البلدان النامية على المال و على الإستثمار العام.
    Liderler ve gelecekteki birçok genç lider için ne kadar güzel bir fırsat, özellikle gelişmekte olan ülkelerde. TED يالها من فرصة للزعماء والقادة الشبان للمجيء، خاصة في البلدان النامية.
    Bu canavar çorbası hala etrafımızda, tropik kuşaktaki gelişmekte olan ülkelerin başına çöreklenmiş (kök salmış) durumda. TED لازالت تلك الجراثيم هذا حولنا ولا زالت تحكم قبضتها على البلدان النامية حول الحزام الإستوائي.
    gelişmekte olan ülkelerdeki göçmenlerin, gelişmekte olan ülkelere gönderdiği para; 413 milyar dolar. TED المهاجرون من البلدان النامية يرسلون الأموال إلى بلدانهم 413 مليار دولار
    Daha kötüsü, birçok gelişmekte olan ülkede ülke dışına para göndermek tamamen yasak. TED والأسوأ من ذلك أن الكثير من البلدان النامية تفرض حظرًا شاملًا على تحويل النقود خارج البلاد
    Şunu söyleyebilirim ki: Bugün bile gelişmekte olan ülkelerdeki eğilim sınırların açılması şeklinde. TED إذن أود القول أنه حتى اليوم، تتجه البلدان النامية إلى فتح الحدود.
    Bunların çoğunluğu gelişmekte olan ülkelerde ve ekseriyetle de Afrika'da. TED أكثرها في البلدان النامية ، والأغلبية في أفريقيا.
    Özellikle gelişmekte olan ülkelerde karmaşık problemlerin halledildiğini gösteren başarı hikâyeleri duymak istiyor. TED يرغبُ في سماع قصص النجاح في التعامل مع القضايا المعقدة، خصوصاً في البلدان النامية.
    Burada büyük bir medikal kuruluş ile birlikte çalışıyoruz gelişmekte olan ülkelerde hastalıkların tanısını koymak için ucuz teşhis araçları geliştiriyoruz TED في هذه الحالة، نعمل مع مؤسسة طبية رائدة لتطوير طرق رخيصة لتشخيص الأمراض في البلدان النامية.
    Daha sonra gelişmekte olan ülkelerde sabun ve su, aşılama uygulandı. TED البلدان النامية عممت استعمال الماء والصابون والتطعيم
    gelişmekte olan ülkeler üzerinde büyük bir etkisi var. Open Subtitles لديها تأثير كبير على البلدان النامية.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more