Kurutma makinem var, mikrodalga mısır, uydu TV. | Open Subtitles | أتعلمين أن لدي مجففة ملابس و بعض البوشار و تلفزيون فضائي |
Tatlım, eğer daha fazla mısır yiyen olursa gerçekten Dili-Mısır-acağım! | Open Subtitles | عزيزتي لو استطاع أحدنا أكل المزيد من البوشار ، سأستغرب ذلك |
Şu anda patlamış mısır ve meyveli şeker reyonunda sadece biz varız. | Open Subtitles | نحن الوحيدان في ممر البوشار وقطع الفاكهة الآن |
Tatlım bir dolar verir misin patlamış mısır alacağım? Tabii ki. | Open Subtitles | هل يمكنك ان تعطيني دولار من اجل البوشار |
-Gerçekten mi? -Evet, yani... gazoz, şekerleme, patlamış mısır gibi şeyler işte. | Open Subtitles | -حقاً أجل الصودا و البوشار و كل تلك الأشياء |
Ama mısır için söz veremem. | Open Subtitles | مع البوشار لا أعطي وعوداً بهذا |
Sinemada patlamış mısır almak istediğinde elini cebine atacaksın... | Open Subtitles | أن أردت أن تشتري لها البوشار تدخل يدك في جيبك - وتظهر ماذا؟ |
Biraz mısır patlatalım. | Open Subtitles | تصنعين القليل من البوشار |
Biraz daha patlamış mısır yapayım. | Open Subtitles | سأقوم بصنع المزيد من "البوشار" |
Patlamış mısır yiyip film izlemek için Jessica Alba'ya gidecektim, ama sonra Rico'nun yerinde asgari ücretle altı saat çalışmayı tercih ettiğimi fark ettim. | Open Subtitles | حسناً ، أنا كنت متجه إلى (جيسيكا ألبا) لنشاهد فلم ونأكل البوشار لكنني قررتُ أنا أَقضي ست ساعات لجعل (ريكو) يزيد الأجر |
Patlamış mısır ve dondurma nerede? | Open Subtitles | إذن أين البوشار والمثلجات ؟ |
Bu şov için biraz mısır patlatacağım. | Open Subtitles | سوف احضر بعض البوشار لنفسي |
Yoksa oradan patlamış mısır mı fırlatıyorsun? | Open Subtitles | اماانك تصنع البوشار |
mısır patlattım. | Open Subtitles | لقد أعددت "البوشار" |
Keith, biraz daha mısır. Bak, işte böyle çalışıyor. | Open Subtitles | كيث)، مزيداً من البوشار) هكذا تعمل |
Keith, biraz daha mısır lazım... evet! | Open Subtitles | كيث)، نريد المزيد من البوشار) |