Noelden bir önceki geceydi ve evin etrafında hiçbir hareket yoktu. | Open Subtitles | كانت عشية عيد الميلاد وفي كُلّ مكان في البيتِ لم يكن هناك أي مخلوق يتحرك إلا |
Her şey bittikten sonra bize kalan tek şey, bu eski ev oldu. | Open Subtitles | لذا، بعد نفاذ المال كان كل ما تبقى هو هذا البيتِ العائلى القديم |
Çok büyük birşey değil, ama... ..seni evde görmek çocukları da çok sevindirecektir. | Open Subtitles | ليست كبيرة الى حد ما, لكن الأطفال يفضلون أن تكون معهم في البيتِ |
Beş dakika içinde, elinde bu evden başka bir şey kalmayacak. | Open Subtitles | خمس دقائقِ مِنْ الآن، أنت سَتملك لا شيء غير هذا البيتِ |
Tabi ki, önemli., suikastçı bu evi biliyor, ve bizleri tanıyor. | Open Subtitles | نعم، من مهام القاتل أن يَعْرفُ من في البيتِ وكم عددهم |
...etrafa bakıp evin tam anlamıyla değiştiğini görüyorsun. | Open Subtitles | وأنت تَنْظرُ حول وأنت تُدركَ الذي كامل البيتِ تَغيّرَ. |
Bir vampir olarak doğdum, tıpkı bu evin diğer üyeleri gibi, ama sen, Frost... sen sadece dönüştün. | Open Subtitles | انا ولدت مصاص دماء مثل كل شخص فى هذا البيتِ لكن، أنت، فروست |
evin her odasında fotoğraf çekti. | Open Subtitles | هو يُعْمَلُ الصورَ في كُلّ غرفة في البيتِ. |
Bir kaç yıl önce onca insanın öldüğü ev değil mi? | Open Subtitles | لَيسَ هذا البيتِ حيث كُلّ أولئك الناسِ ماتوا قبل سَنَوات قَليلة؟ |
Küçük örümceğimiz kendine bir ev yapmış. | Open Subtitles | نعم، عنكبوتنا الصَغير اخد لنفسه كمية كبيرة من البيتِ. |
Buralarda çalışmamızın nedeni bu ev. | Open Subtitles | ذلك البيتِ السببُ في شغّلنَا في هذه المنطقة. |
Bunun korkutucu olduğunu biliyorum ama sana söz veriyorum bu evde güvendesin. | Open Subtitles | أَعْرفُ بأنّ هذه مخيف، لَكنِّي أَعِدُك، أنت آمن هنا في هذا البيتِ. |
Onunla bu evde yaşamış olan Zoe arasındaki tek fark şu: | Open Subtitles | الفرق الوحيد بينها وزوي التي عاشت في هذا البيتِ فقط ذلك |
O büyük evde onunla sonsuza dek mutlu yaşayacağını mı? | Open Subtitles | أنت سَتَعِيشُ بسعادة أبداً بعد مَعه في ذلك البيتِ الكبيرِ؟ |
Onu Boston'a geri götürün. Onu bu evden çıkartın. | Open Subtitles | . أعدْها إلى بوسطن . أبعدْها عن هذا البيتِ |
Bay Gabler'ın bu evden hayatta ayrılmasını istiyorsan onu sağlıklı ve mutlu olduğuna inandırmalısın. | Open Subtitles | لو تُريدُ السّيدَ جابلر أن يتَرْك هذا البيتِ حيِّ يَجِبُ أَنْ تُقنعَه أنك صحّي وسعيد |
evden ayrılmakla ilgili bazı sorunları var. | Open Subtitles | ماذا يَحْدثُ؟ هي سَيكونُ عِنْدَها قليلاً مشكلة تَرْك البيتِ. |
Bundan sonra sabahın üçünde gelip bütün evi ayağa kaldırmak yok. | Open Subtitles | لا مزيدَ من المجيء بالساعةِ الثالثة وإيقاظِ البيتِ كلّه بعدَ الآن. |
Bu evi biliyorum. Gilmorelar orada yaşıyormuş. | Open Subtitles | أوه أَعْرفُ ذلك البيتِ عائلة جيلمور عَاشت هناك |
İşte bunlar, başsız cesedin senin evinden çıktığını kanıtlar. | Open Subtitles | ذلك يَرْبطُ الجذعَ هم وَجدَ إلى هذا البيتِ. |
Eve girer girmez kokusunu almıştım. | Open Subtitles | مَسكتْ الرائحةُ اللحظةَ جِئتُ في البيتِ. |
Böylece Basanti sizi onun evine götürebilir. | Open Subtitles | لذا باسنتي يُمْكِنُ أَنْ تأخذك إلى ذلك البيتِ. |
Bu evdeki bilincimi bodrumdaki terminali açarak arttırdım. | Open Subtitles | أنا مدّدَت وعيي إلى هذا البيتِ بتَنْشيط محطتي الطرفية في السردابِ |
Luke, evle ve Hugh Crain'le ilgili söylemediğim bir şey var. | Open Subtitles | لوك هناك شيء حول هذا البيتِ حول هيو كراين لَمْ أَقُلْة |