Şato eski ev gibi değil. Şato büyük insanlar için. Yer yok farelere. | Open Subtitles | القلعة ليست مثل البيت القديم القلعة للكبار وليست للفئران |
Belki de o eski ev kayıplarını hissettiğin ve artık olmayan bir şeylerle tekrar yakınlık kurabildiğin tek yerdi ölü ağabeyinle ve anılarınla. | Open Subtitles | ربما كان البيت القديم المكان الوحيد الذي كنتَ تستطيع أن تطلق العنان لنفسك بأن تشعر بخسارتك |
Bu eski ev haricinde kilometrelerce bir şey yok. | Open Subtitles | لا يوجد شيء لأميال بهذا المكان سوى هذا البيت القديم. |
eski evi baştan aşağı yenileyecekti. | Open Subtitles | وقال إنه إعادة بناء البيت القديم من الألف إلى الياء. |
Kavşaktaki eski evde yaşayan kör kız. | Open Subtitles | الفتاة العمياء التي تعيش في البيت القديم عند تقاطع الطرق |
Dün oyun bahçesi, bugün Eski evin. | Open Subtitles | الملعب أمس، البيت القديم الخاص بك اليوم. |
Ve sen, tutunduğun bu eski ev kesinlikle sonsuza dek süremez, değil mi? | Open Subtitles | وأنت و هذا البيت القديم التي تتمسكين به بالطبع لن تعيشوا للأبد , أليس كذلك ؟ |
eski ev sayesinde bile kazanabiliriz. | Open Subtitles | قد أربح حتى في البيت القديم أيضاً |
Düşünüyorum da bu eski ev.. | Open Subtitles | حسنا، أعتقد أن هذا البيت القديم |
Ne kadar sen bu küf eski ev kaçırdı. | Open Subtitles | حول كم فاتك هذا البيت القديم عفن. |
Hoşçakal eski ev. | Open Subtitles | وداعاً أيها البيت القديم |
özellikle de eski ev telefonundan aradığına. Marcia ayrıldığında beri pek çalmıyordu. | Open Subtitles | وخصوصا عندما اتصلت على خط البيت القديم (لم يكن يرن كثيرا منذ رحيل (ماركيا |
Kafasında, o gece geldikleri... bu eski evi onarabilirse... | Open Subtitles | حصل على فكرة في رأسه انه اذا كان المستعادة البيت القديم |
10 yaşında olduğun zamanı hatırlıyor musun, hani caddenin karşısındaki o eski evi? | Open Subtitles | تذكرين عندما كان عمرك عشرة سنوات البيت القديم عبر الشارع؟ |
- Evet, o eski evi severdim | Open Subtitles | نعم , لقد احببت ذلك البيت القديم |
Ama sonra, Eli ve ben eski evde, bebeklerinin yanında bunu bulduk. | Open Subtitles | ولكن بعد ذلك ، ايلي و أنا وجدنا هذا مع الدمى في البيت القديم |
Annemin büyüdüğü, o eski evde bir hafta geçirmiştim. | Open Subtitles | أمضيت أسبوعا في البيت القديم الذي نشأت فيه أمي |
Bu eski evde çok özel anılarımız oldu. | Open Subtitles | لقد قضينا أوقاتاً متميزة في هذا البيت القديم |
Görünüşe göre bu Eski evin depolama alanında sıkıntı var. | Open Subtitles | إتضح أن هذا البيت القديم نقص في مساحة التخزين، |
Bu Eski evin nihayet satılmış olmasına çok mutlu oldum. | Open Subtitles | أنا سعيدة للغاية لأخيرا باعوا هذا البيت القديم. |
Evet, biz, hmm, biz eski eve geri taşınıyoruz. | Open Subtitles | نعم .. نحن سوف نعود إلى البيت القديم |
Florida'daydı, eski evimizde yaşanmıştı. | Open Subtitles | كان في فلوريدا, في البيت القديم... عندما كان لدي سنتين. |