Tamam, numaranın izini Pentagon'un yakınlarında bir yere kadar sürdük. | Open Subtitles | حسناً، نحنُ تعقبنا الرقم في منطقة بالقرب من البينتاجون |
Pentagon'a girmek için yeraltı geçidini kullandı. | Open Subtitles | لقد استعمل الدخول التحت-أرضي لاقتحام البينتاجون. |
Bradley Manning'in Pentagon'dan gördüğü muameleyi | Open Subtitles | قال أنّ مُعاملة "برادلي ماننج" من قِبَل "البينتاجون"، |
Ellerinde sadece Pentagon'un kaydı olsa üstünde durmazlardı ama Philip'in de böceğinin kaydını almasını ve derhal onlara getirmesini istiyorlar. | Open Subtitles | لم يكونوا ليُناقشوا الأمر في (البينتاجون) لكنهم يُريدون من (فيليب) أخذ تقرير جهاز التنصت وإحضاره إليهم في أسرع وقت ممكن |
Pentagon, Beyaz Saray. | Open Subtitles | البينتاجون'البيت الأبيض |