"البُحيرة" - Translation from Arabic to Turkish

    • göl
        
    • gölün
        
    • Gölü
        
    • göle
        
    • gölden
        
    Sekiz saat sonra bir göl dibinde rahat ve huzurlu olacak. Open Subtitles فى أقل من 8 ساعات سوف يكون مُمداً فى قاع البُحيرة.
    göl evinden ayrılıyor musun? Open Subtitles أستترك بيت البُحيرة ؟ عمّا تتحدث ؟ . لا يُمكنك أن تُغادر
    gölün batı sahiline gittik. Şelalenin oradaki mağaralar temizdi. Open Subtitles ذهبنا لمسح الجانب الغربي من البُحيرة جميع الكهوف عند الشلالات ، كانت خالية.
    Ve gölün yüzeyine çıktığında yüzü seninki kadar beyazdı. Open Subtitles وعندما ظهر على سطح البُحيرة وجهه كان أبيض مِثلك
    Peki millet, gidip büyük Gölü görmek ister misiniz? Open Subtitles يا رِفاق، هلّ تودانِ الذهابَ ومُشاهدة البُحيرة الكبيرة ؟
    Buranın kuzeyindeki dağlarda, göle akan küçük bir ırmak var. Open Subtitles فى الجبال شمالاً من هُنا يُوجد هُناك نهر صغير الذى يصُب بهذه البُحيرة
    Güzel, oğlum, göl evimizdeki Noel istediğin her şeyi ve daha fazlasını sana verecek. Open Subtitles حسناً بني , الكريسماس في منزلنا علي البُحيرة سيقوم باعطائك أي شي تريده و أكثر
    Önümüzdeki birkaç gün içinde bu küçük göl tekneler ve bikinili kızlar tarafından istila edilecek. Open Subtitles و فى البُحيرة الجميلة سوف تغطي . كاملةً بالزوار من كُل جهة
    Mali'de, bu göl balıklarından yılda bir kere yararlanabiliyorduk. Open Subtitles فيمالي ، السمك الموجود في هذه البُحيرة تتمُّ مُشاركته مرَّة في السنة
    Bu bizimkilerden bir tanesi. Yani bu senin ailenin göl evindeki setten. Open Subtitles إنّه أحد أوتادنا، أعني أنّه أحد الأوتاد الذين ببيت البُحيرة لوالديكِ.
    - Donuk göl düşüncesini bilir misin? Open Subtitles هل أنت على درايَة بمفهوم البُحيرة المُجمّدة؟
    Kalktım, evden çıktım ve donmuş gölün üzerinde yürüdüm. Open Subtitles استيقظت من النوم وغادرت البيت ومشيت على جليد البُحيرة.
    İçecek derken gölün suyunu kastediyorum, ferahlatıcıdır. Open Subtitles وبهذا أعني أنه يُمكنك أن تشرب البُحيرة وهذا مُنعش
    Dışarıda gölün üstüne hafifçe kar yağıyor. Open Subtitles في الخارج هُناك ثلوج خفيفَة تتساقَط على البُحيرة.
    Çok istediğin bir şey varsa ona ulaşmak için donuk gölün ortasına bile gidersin. Open Subtitles شيء تُريده بشدّة عليَك الخروج من مركز البُحيرة المُجمّدة للوصول إليَه.
    Dediğine göre bir hafta önce Baykal Gölü'nde olmalıydık. Open Subtitles . أنت قلت بأننا سوف نرى البُحيرة قبل أسبوع
    Gölü kapatmayı düşündüğümü söylesem ne düşünürsün? Open Subtitles ماذا ستقول انْ اخبرتك بأني اُفكر في اغلاق البُحيرة ؟
    - Shining Gölü'nden dönüyordum. Open Subtitles لقد كُنتَ بطريق الرجوع من البُحيرة اللامِعة
    Canım, bugün Zane ve Laura'yı göle yaklaştırma. Duydun mu? Open Subtitles لا أُريدهم ان يقتربوا من البُحيرة اليوم أتفهم ؟
    Affedersin ama tekrardan göle gitmeyi düşünüyor olamazsın? Open Subtitles انا اسف , ولكنك لا تُفكرين بالعودة الي البُحيرة , أليس كذلك ؟
    O gece gölden çıkan adam... Open Subtitles إنّ ذاك الرجل الذي خرجَ من البُحيرة في تلك اللّيلة... ...

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more