Kaybolup gitmeni haklı çıkaracak ne gibi bir sebebin olabilir? | Open Subtitles | ما نوع الشخص الذي يفعل ذلك؟ ما التبرير المنطقي الذي يمكن أن يكون لديك بأنك سقطت فجأة من الكوكب؟ |
Bunu haklı çıkaramayız. Bu bizi albaydan daha iyi yapmıyor. | Open Subtitles | لا يحق لنا التبرير لأنفسنا لا يجعلنا هذا أفضل من العقيد |
Tetiği her çekişinde biraz haklı olma duygusu biraz intikam duygusu vardı. | Open Subtitles | مع كل مرة تُطلق فيها النار هناك حس من التبرير حس من البراءة |
Kendimi haklı çıkaramıyorum ya. 20 yaş civarı birini sikmek istiyordum işte. | Open Subtitles | لا أستطيع التبرير كنت أرغب فقط في عشرينية. |
Grace'in yaptığı işin arttırılmasının adil ve haklı olup olmaması önemli değildi. | Open Subtitles | وبصرف النّظر عن سواء فكّروا في فكرةَ زيَاْدَة أعمال غرايس في النظر بالعدل و التبرير لهذه الأعمال أو لا، أنها فيما يبدو لم تجعل أيّ شخص أسعد. |
Güney Afrika güvenlik güçlerinin aşırı faaliyetlerini hiçbir zaman haklı çıkarmaya çalışmadım. | Open Subtitles | ... ليست المرة التي حاولت فيها التبرير . تجاوزات قوات أمن جنوب أفريقيا |
Kendimi haklı çıkaramıyorum. | Open Subtitles | لااستطيع التبرير |
Bunu haklı çıkarmaya çalışmayı düşünmüyorsun herhalde? | Open Subtitles | أنت لايمكنك محاولة التبرير |
Sen haklı çıkmaktan bahsediyorsun. | Open Subtitles | أنت تتحدث عن التبرير |
Ya da haklı. | Open Subtitles | أو التبرير |