"التجمد" - Translation from Arabic to Turkish

    • donma
        
    • donmaya
        
    • Dondurucu
        
    • donmak
        
    • donarak
        
    • antifriz
        
    • Soğuktan
        
    • buz
        
    • donmayı
        
    • donmasını
        
    • donup
        
    • soğuk
        
    • donmadan
        
    • Donmamak
        
    • Buzlanma
        
    İnsanlar bilgilenmeye başladı ve bilgilendiklerinde feodal toplumun kurumları durma, donma, yıkılma noktasına geldi. TED بدأ الناس يتعلمون، وعندما تعلموا بدأت مؤسسات المجتمع الإقطاعي بالتوقف أو التجمد أو الفشل.
    Şu anda gördüğünüz gibi, lazeri açtığımız anda fare birden donma moduna geçiverdi. TED لكن بنفس اللحظة التي شغلنا فيها الليزر، كما ترون الآن، فجأة دخل الفأر وضعية التجمد هذه.
    Bu, buzun donmaya başlaması. Onlarin yaptıkları kar perdesi. TED هذا هو الجليد عندما بدأ في التجمد. السياج الجليدى الذي بنوه.
    Kış geldiğinde, sıcaklık düştü Dondurucu bir hal aldı ve orada kalmaya devam etti. TED وعندما حلّ الشتاء، إنخفضت درجات الحرارة تحت التجمد. وبقت على حالها.
    Soğuktan donmak üzere değil misin sen? Open Subtitles نعم, حسنًا الست على وشك التجمد حتى الموت؟
    - Sakın ona bağırma! donarak ölmekten kurtulmak için böyle yapıyordu. Open Subtitles لا تصرخ عليها فقد كانت تفعل ما بوسعها لتنجو من التجمد
    İşe yarar son güneş ışınları da ağacın gövdesini Soğuktan koruyacak şekerimsi bir antifriz yapımına yönlendirilir. Open Subtitles آخر إشعاع لضوء الشمس يتم تحويله لصنع عصارة سكّريّة ضد التجمد والتي ستحمي جسم الشجرة
    20 ila 30 yıl sonra, beton büzülmesi, aşırı donma ve çözülme gibi doğal işlemler ve ağır yükler çatlamayı tetikleyebilir. TED بعد 20 إلى 30 سنة، العمليات الطبيعية كإنكماش الخرسانة، التجمد والذوبان المفرط، والأحمال الثقيلة قد تثير التشقق.
    Evren gittikçe karanlık ve soğuk olacak, Büyük soğuk veya Evrenin Isı Ölümü olarak da bilinen bir donma haline geçecektir. TED سيصبح الكون أكثر ظلامًا وبرودةً، ويقترب من حالة التجمد أو كما تُعرف بالتجمد الكبير، أو الموت الحراري للكون.
    Ama bu bakteriyi eşsiz kılan donma altında DNA onarımı yapması. TED و لكن المميز في هذا الأمر هو أنها تقوم بإصلاح الحمض النووي تحت درجة التجمد
    Bu loş Güneş'in zayıf ışığıyla güneşlenen Dünya donma tehlikesiyle karşı karşıyaydı. Open Subtitles بشمسٍ أقل حرارة صارت أشعة الشمس على الكوكب أضعف، كان كوكب الأرض يتعرض فعلاً لخطر التجمد.
    Artık sonbahar geldi ve deniz bir kere daha donmaya başladı. Open Subtitles انه فصل الخريف الآن ويبدأ البحر في التجمد مرة أخرى
    Dondurucu soğuğun solucanları öldürebileceğini biliyordun. Open Subtitles أنت عرفتي ان البرودة حتى التجمد ستقتل الديدان
    İnsanlar neden zamanlarını buzullara tırmanmak ve donmak için harcarlar ki? Open Subtitles لماذا يضيع أحدهم وقته في التجمد و تسلق كتلة جليدية؟
    Sanırım bir cadı olarak yakılmak donarak ölmekten daha iyidir. Open Subtitles أعتقد بأن الموت حرقاً كساحره أفضل من التجمد حتى الموت
    Anlaşılan, karısı yulaf ezmesine antifriz koyuyormuş. Open Subtitles اتضح ان زوجته كانت تضع له مضاد التجمد في وجبة الشوفان
    Soğuklara alışkın olan bir tonluk ölüm makinesinin Soğuktan ölmesi iyiye işaret değil, öyle mi? Open Subtitles أتعتقد بأنها إشاره غير جيده ذلك آله قتل وزنها واحد طن ـ ـ ـ بنيت لدرجات التجمد لم تستطع البقاء هنا؟
    Vücut aniden dondurulduysa, hücreler buz kristalleri gibi parçalanmış olabilir. Open Subtitles الخلايا يمكن أن تكون قد انفجرت بسبب التجمد اذا جمد الجسم بشكل سريع
    Rehber o kadar kötü ki yanımıza gelmektense donmayı mı tercih ediyorlar? Open Subtitles دليل الهاتف سيء للغاية لدرجة أنهن يفضلن التجمد على أن يكن بقربنا؟
    Bu ırmağın donmasını önleyen yer altı güçleri başkalarına büyük konfor getiriyor. Open Subtitles القوى الدفينة ذاتها التي تمنع النهر من التجمد تجلب رخاءً سخياً لآخرين.
    Eli donup kopacak olan sen değildin ama. Open Subtitles أجل ولكن لست الشخص الذي كان يخسر يده من التجمد
    Bir önerin mi var Raven? Yoksa, donmadan önce bizi sıkıntıdan öldürmeye mi çalışıyorsun? Open Subtitles هل تشعر بالملل , ام تريد افزاعنا قبل ان نموت من التجمد ؟
    Donmamak için hareket etmek zorundalar. Open Subtitles إنهم يتدربون ليحموا أنفسهم من التجمد
    Şu an için gözlemlerimiz Büyük Buzlanma'ya doğru ilerlediğimizi gösteriyor. TED تُشير مراقبتنا للكون حتى الآن أننا نتجه نحو التجمد الكبير.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more