Orada toplanma ve gösteri yapma hakkı sınırlı. | TED | كما أن الحق في التجمع والتظاهر مقيد هناك. |
Sonra otobüslere doldurulduk ve toplanma merkezlerine götürüldük. | Open Subtitles | ثم وضعونا فى الحافلات المتجهه الى معسكرات التجمع |
Merkez, burası Delta 2. Buluşma noktasından 5 mil uzaktayız. Tamam. | Open Subtitles | إلى القيادة ، هنا دلتا2 نحن على بعد 5 أميال من نقطة التجمع ، حول |
Pekala çocuklar, toplantı başlıyor. | Open Subtitles | حسناً .. يا أطفال .. التجمع يبدأ الآن .. |
- Sizin için ne yapabilirim? - Miting. Bu işi halledeceğiz. | Open Subtitles | ماذا أستطيع أن أفعل لأجلك التجمع , نحن سوف نفعل ذلك |
toplanma merkezlerinde bulunan ahırlarda ya da hızlıca inşa edilen barakalarda yaşadık. | Open Subtitles | فى معسكرات التجمع كنا نعيش اما فى اماكن كانت اسطبلات للخيول، و أما عنابر تم اعدادها على عجل |
Lütfen bir numaralı park yerindeki toplanma noktasına gidin. | Open Subtitles | فضلاً ، اذهبوا إلى نقطة التجمع عند موقف السيارات رقم واحد |
Herkes toplanma noktasına gitsin lütfen. | Open Subtitles | فأنتم على دراية بالأسلوب المتبع لنلتقى فى مكان التجمع رجاءً |
Merkez, burası Delta 2. Buluşma noktasından 5 mil uzaktayız. Tamam. | Open Subtitles | إلى القيادة ، هنا دلتا2 نحن على بعد 5 أميال من نقطة التجمع ، حول |
Bu Buluşma noktalarına çekileceğiz ve sonra dağlara doğru gideceğiz ve kurtarma ekibini bekleyeceğiz. | Open Subtitles | سنقوم بتفجيره ونعود لنقاط التجمع هذه وبعدها نختبأ فى الجبال وننتظر وُصول الإنقاذ |
toplantı olan günler, okula haşarat ilacı yaptırtırım ve sadece spor salonunda nefes alacak hava olur. | Open Subtitles | في أيام التجمع , أنا أرتب لبقية المدرسة التي تدخن بترك الجمنازيون المكان الوحيد الذي به هواء قابل للتنفس |
- Topun sadece %10' içeride, aslında bu konu hakkında toplantı yapabiliriz. | Open Subtitles | مجرد اتخاذ 10٪ من الكرة، و أننا يمكن أن يكون التجمع. |
John, Miting düzenlenmeden önce bunu doldurup imzalamak zorundasın. | Open Subtitles | جون .. يجب ان يوقع ذلك ويملا امامك قبل ان التجمع |
Kamp nakli için dışarıda toplanın. | Open Subtitles | من أجل الإنتقال للمعسكر, رجاء التجمع في الخارج. |
Tüm arkadaşları, hizmetçiler ve diğer herkes masanın etrafında toplanmak zorunda. | Open Subtitles | وكل رفاقها، خادماتها، الجميع، كان عليهم التجمع حول الطاولة. |
Bu kişi, yerel halkın toplandığı kalabalık yerleri seçiyor. | Open Subtitles | هذا الجاني اختار اماكن التجمع المحلية مع عدد كبير من الضحايا المحتملين بالداخل |
Sanırım hak ettiğim saygıyı görmek için bu haftaki toplantıda adım ilan edilene kadar beklemem gerekecek. | Open Subtitles | أعتقد أنني سأنتظر فقط حتى يعلنوا عن اسمي في التجمع هذا الأسبوع لأحصل على الدعم الذي أستحقه |
Bu gizemli gelişmenin haberi hızla yayıldığında, mahalledeki herkes toplanmaya karar verdi. | Open Subtitles | بينما انتشرت أخبار هذا التطور الغامض قرر كل سكان الحي التجمع معاً |
Kardeşler Konseyi Batık Koyu'nda toplanıyor. | Open Subtitles | مجلس الأخوة سيتم التجمع له عند خليج حطام السفن |
toplantıya birlikte gitmek için çıkıyor olmamız gerekmez. | Open Subtitles | ليس من الضروري أن نتواعد لنحضر التجمع معاً |
Yeterince kurabiye satamazsak Uluslararası izci toplantısına gidemeyiz. | Open Subtitles | إذا لم نبع الحلويات لن نستطيع الذهاب إلى التجمع الكبير |
Başlangıçta yaklaşık 100 kişi kurtulmuştu, ve gruplar halinde bir araya gelip kurtarılmak için dua etmeye başladılar. | TED | مبدئيا نجا حوالي 100 شخص وبدأوا في التجمع ، يدعون من أجل النجاة |
Bence cemaat bunu onaylamaz. Tam da mihrabın üzerine bir yapı. | Open Subtitles | لا أعتقد بأن ذلك التجمع من أجل عقيدة الإيمان تؤيدك على بناء مسرح على المذبح |
Ve tüm personel, lütfen personel odasında toplansın. | Open Subtitles | " وعلى جميع المُدرسين التجمع في غرفتهم " |