Eminim bu konuda benimle konuşmak istemiyorsun, ama bazı şeyler riske değer. | Open Subtitles | انك لاتريد التحدث لي عن هذا لكن بعض الاشياء تستحق المخاطرة |
Yani yardıma ihtiyacın olursa ya da sadece benimle konuşmak istersen, yapman gereken tek şey yüzüme basmak. | Open Subtitles | للذلك اذا كنتِ بحاجه لمساعده او اردتي فقط التحدث لي كل مايجب عليك هو دفع وجهي. |
benimle konuşmak istiyorsan Arnott, beni AC-12'ye çağır, konuşmamızı federasyon temsilcimin önünde yaparız. | Open Subtitles | لو أردت التحدث لي استدعيني لمقابلة سنقوم بها بشكل فيدرالي |
Markus, bir iş girişiminde bulunduğunu söylemişti yatırım konusunda ben ve kocamla konuşmak istiyordu. | Open Subtitles | قال أنّ لديه مشروع تجاري، وأراد التحدث لي ولزوجي عن الإستثمار. |
Seni buradan çıkarmam ya da bilgi vermem için beni ikna etmeye çalışıyorsun. | Open Subtitles | انت تحاول التحدث لي وعدم السماح لك بالخروج من هنا او اعطائك بعض المعلومات التي تريدها |
Benimle konuşamazsınız. | Open Subtitles | لا يمكنك التحدث لي |
Kimliği belirsiz kurbanımız, bardaki çatışmayla ilgili bir şeyler bildiğini söyleyerek özellikle benimle konuşmak istedi. | Open Subtitles | كانت "المجهولة" بالنسبة لنا تحديداً قالت أنها تريد التحدث لي مشيرة الى أطلاق النار بالبار |
Bir daha da benimle konuşmak istemezsen kabul. | Open Subtitles | ولو أنك لا تود التحدث لي مطلقاً فلا بأس |
Onca zaman sonra benimle konuşmak istiyorsun, öyle mi? | Open Subtitles | بعد كل هذا الوقت تريدين التحدث لي ؟ |
- Çünkü benimle konuşmak istemiyor. | Open Subtitles | لأنها لا تريد التحدث لي |
- benimle konuşmak mı istedin, Koç? - Evet. İçeri gelsene. | Open Subtitles | تريد التحدث لي مدرب ؟ |
Burada benimle konuşmak isteyen biri var mı? | Open Subtitles | شخصا ما يريد التحدث لي ؟ |
Yani bana bir kere çıkma teklif etmişti, ama... genellikle bana masasından mesaj gönderirdi, iki adım ötemdeyken, benimle konuşmak yerine yani. | Open Subtitles | ...أعني، سألني مرة واحدة، ولكن في معظم الوقت، انه فقط ،يرسل لي رسائل من مكتبه وهو يبعد عني ب 2 قدم، بدلا من .التحدث لي فعلياً |
Alfred benimle konuşmak istediğini söyledi. | Open Subtitles | (ألفريد) قال أنكِ تودين التحدث لي |
benimle konuşmak istedi. | Open Subtitles | اراد التحدث لي |
Markus, bir iş girişiminde bulunduğunu söylemişti yatırım konusunda ben ve kocamla konuşmak istiyordu. | Open Subtitles | قال أنّ لديه مشروع تجاري، وأراد التحدث لي ولزوجي عن الإستثمار. |
Seni buradan çıkarmam ya da bilgi vermem için beni ikna etmeye çalışıyorsun. | Open Subtitles | تحاول التحدث لي إلى السماح لكم من هنا أو مما يتيح لك المعلومات التي تريدها. |
- Benimle konuşamazsınız. | Open Subtitles | لا يمكنك التحدث لي |