| Doktor Karev'le gireceğim gastrik nörostimülatör ameliyatı için pratik yapmak istedim. | Open Subtitles | لم أقم بإنهائها. أردت التدرب من أجل جراحة المحفز العصبي المعدي |
| Ama hafıza kartlarıyla pratik yapmak yerine, uyurken hafızamızı kandırabilecek ilginç bir yöntem olabilir. | TED | ولكن بدلًا من التدرب باستخدام البطاقات التعليمية، قد يكون هناك طريقة أكثر متعة، وهي أن نخترق ذاكرتنا أثناء نومنا. |
| Pardon ama çok az vaktimiz kaldı, prova bile yapamayacağız. | Open Subtitles | عزيزتي أنا آسف، وقتنا ضيق ولايمكننا حتى التدرب على المشاهد |
| Görev vermeyecek olmama rağmen antrenman yapmana izin vereceğim. | Open Subtitles | حسنا سأبعدك عن المهمات طالما أنك تريد التدرب |
| Belki bir ara çalışmak istersin ? | Open Subtitles | لربّما تريدين التدرب على تلك الحركات في وقت ما؟ |
| Tasarımcılar, fikirlerini doğrudan 3D ortamda hayata geçirebilir, ve cerrahlar, ekranın altındaki sanal organlar üzerinde pratik yapabilir. | TED | يستطيع المصممون جعل أفكارهم مادية بشكل ثلاثي الأبعاد مباشرة، ويستطيع الجراحون التدرب على أعضاء افتراضية تحت الشاشة. |
| Hiçbir teçhizat gerekmeden otel odasında pratik yapabilirler. | TED | يستطيعون التدرب في غرفهم في الفندق وبدون معدّات |
| Ve tabir-i caizse beni her gün saatlerce pratik yapmam için zorladı. | TED | وأجبرني، في الأساس، على التدرب لساعات وساعات كل يوم. |
| Müzikal heyecanları harekete geçirmek için iyi bir prova gibisi yoktur. | Open Subtitles | لا شيء هناك كما التدرب على عمل جديد لكي تحصل على عصارة الموسيقى. |
| prova yapıyorum. Onunla görüşecek vaktim yok ki. | Open Subtitles | لا,انا على التدرب لن يكون لدى وقت حتى أقابله |
| prova yapıyorum. Onunla görüşecek vaktim yok ki. | Open Subtitles | لا,انا على التدرب لن يكون لدى وقت حتى أقابله |
| Ama bu çok güçlü, antrenman yapmalıyız. | Open Subtitles | لكن يتوجب علينا التدرب عليه لأنه قوي جدا تطلق به , وهو 000000000000 |
| Donanmada 12 yıl kaldım, ve her gün antrenman yaptım. | Open Subtitles | لقد كنت بالبحرية لمدة 12 عاماً أنا معتاد علي التدرب كل يوم |
| Hep çalışmak zorunda değilsin, Nate. Sen zaten mükemmelsin. | Open Subtitles | لا تستطيع التدرب كل الوقت , نايت أنت مثالي |
| Daha önce hiç eksi 1,7 derecedeki bir suda yüzmemiştim çünkü bu tarz koşullarda eğitim yapmak nerdeyse imkansızdır. | TED | لم اسبح قط في ماء بدرجة 1.7 تحت الصفر من قبل لانه كان من المستحيل التدرب في هذه الاشكال من الظروف. |
| Burada, her bir basın mensubu HIV ile ilgili eğitimi almak zorunda. | TED | بالاضافة الى رجال الاعلام كان يتوجب عليهم التدرب من اجل التوعية ضد فيروس نقص المناعة المكتسبة |
| Müdür avluda antreman yapabileceğini söyledi... tek başına...günde 4 saat. | Open Subtitles | مدير السجن يقول تستطيع التدرب في الساحه منفردا 4 ساعات يوميا |
| Zirvedeyim, günü alıştırma yaparak geçirmek için elimde 300 metrelik ip var. | TED | أنا على القمة، على وشك الهبوط باعتماد حبل طوله ألف قدم. لأقضي اليوم في التدرب وحيدًا. |
| Belki biraz, pazarlama pratiği de yaparız. | Open Subtitles | نحن هنا للإنتخابات ربما التدرب على الخطابة |
| Flomax ile ayda birden fazla çalışman gerekir. | Open Subtitles | جدياً عليك التدرب وممارسة الرياضة من حين الى اخر |
| Ödev yapamıyorum, idman yapamıyorum. | Open Subtitles | لا يمكنني أداء واجبي المنزلي، لا أستطيع التدرب |
| Simülasyonlar hakkında egzersiz yapmak, bir çeşit güvenli test alanıdır, uyum yeteneğimizi geliştirebilmek için. | TED | التدرب على المحاكاة هو حقل تجارب آمن نوعًا ما لتحسين القدرة على التكيّف. |
| Ama şimdi alabilirsin. Eğer istersen, bununla evde de çalışmaya devam edebilirsin. | Open Subtitles | ولكن خذها الان ، انت تستطيع التدرب عليها عندما ترجع الي البيت |
| İyileşme sürecinde, resim yapma tekniklerini çalışması için yatağına bağlı özel bir şövalesi vardı. | TED | خلال فترة تعافيها، كان لديها حامل خاص معلق على سريرها حتى تتمكن من التدرب على أساليب الرسم. |
| Yatak odası sahnesinin provası yapılacak gidip bakmam lazım. | Open Subtitles | إنهم على وشك التدرب على مشهد غرفة النوم, وأودالذهابإلىهناكللمشاهدة. |