Ve hakikat ötesi bir dünyada yaşadığımızı kabul etmemiz gerçekleri kontrol etmenin üzerinde çok daha fazla durulmasına yol açtı. | TED | والإعتراف بأننا الآن نعيش في عالم ماوراء الحقيقة أدى الى حاجتنا الى التركيز في التدقيق على الحقائق |
Lincoln Gerald'ın bir temsilcisinin bazı şeyleri kontrol etmek gibi sinir eden bir alışkanlığı var. | Open Subtitles | المندوب لينكولن وجيرالد لديه العادة المزعجة من التدقيق على الأشياء. |
Geçen yıl Koloni 3 kapanmıştı. Bence kontrol etmeye değer. | Open Subtitles | بالنظر إلى أن مستعمرة 3 أغلقت العام الماضي، أعتقد أنها تستحق التدقيق على. |
Scott üssü yolunun açılma sürecini kontrol ediyorum. | Open Subtitles | يا مجرد التدقيق على التقدم هو الطريق سكوت قاعدة مفتوحة مرة أخرى؟ |
- ...beni kontrol ediyorsun. | Open Subtitles | أنت التدقيق على لي. هل يمكنك إلقاء اللوم لي؟ |
Dr. Zahn'ı kontrol etme zahmetine girdiniz mi acaba? | Open Subtitles | حسنا، هل حتى عناء التدقيق على الدكتور زان؟ |
Üzgünüm ama insanlari kontrol etmek kanimda var. | Open Subtitles | آسف لكن التدقيق على الناس في دمّي. |
Harry ile kontrol... - ...edebilirsiniz. | Open Subtitles | إنها خدمة بسيطة ومبجلة لي، أنت و(هاري) يمكنكم التدقيق على النسخة |
Herkesi kontrol ediyordum. | Open Subtitles | كنت فقط التدقيق على الجميع. |
- Kızımı kontrol ediyorum. | Open Subtitles | التدقيق على ابنتي. |