Mahkeme, Sınır dışı etmeyi... ek bir ceza olarak görmüyor. | Open Subtitles | المحكمة لا تنظر لموضوع الترحيل كـ شكلاً من أشكال العقاب |
Babam, Sınır dışı edilme ve işsizlik riski taşıyan konularda kitap yazmamdan mutlu olmadığını söylemişti. | TED | أخبرني والدي أنه غير سعيد مني لكتابتي كتابًا يعرضني لخطر الترحيل والبطالة. |
Suça dair kanıt yoksa sınırdışı gerekçesi olamaz. | Open Subtitles | لكن دون دليل لإقتراف جريمة، فلا يوجد سبب لعمليّـات الترحيل. |
Sınır dışı edilme işlemleriniz için göçmen mahkemesine sevk edileceksiniz biz de yaptığınız düzenbazlığı şartlı tahliye memurunuza bildireceğiz. | Open Subtitles | طلب الأنسة بيتروفا لتأشيرة الدخول الخضراء سوف تحالين الى محكمة الهجرة لإجراءات الترحيل |
- Teşekkürler. transfer için gereken evrakları sana gönderiyorum. | Open Subtitles | شكرًا جزيلًا، سأرسل لك التفاصيل لإتمام عملية الترحيل |
Böyle bir kaçırmada Transferi ayarlamak genellikle üç gün alır. | Open Subtitles | مثل هذا الترحيل السري عادةً ما يستغرق |
Daha sonra gruplar halinde, uzak Utah çöllerindeki veya yukari Colarodo karlari altindaki tehcir merkezlerine nakledildiler. | Open Subtitles | تم اخلائهم بعد ذلك فى مجموعه فى مراكز الترحيل الى اماكن جديده بعيدا فى صحارى يوتاه او فى اعالى جبال كولارادو المثلجه |
Seks sektörü dışındaki işçiler, kaçakçılara direnmeye kalkarsa Sınır dışı edilme riskiyle karşılaşıyor. | TED | العاملون خارج قطاع الجنس إذا حاولوا مقاومة ما يتعرضون له، فإنهم يواجهون خطر الترحيل. |
Ben bir gazeteciyim ve son birkaç yıldır, yakınları Sınır dışı edilmiş ABD vatandaşlarının hayatlarını belgeliyorum. | TED | أنا صحفي، وخلال السنوات القليلة الماضية، كنت أوثق حياة المواطنين الأميركيين ممن فقدوا أناسا بسبب الترحيل. |
Ama Sınır dışı etmeyi veya sosis yapmayı da destekliyorum. | Open Subtitles | ولكن أنا أحب الترحيل أو صنع السجق، أليس كذلك؟ |
Fakat suç işlediğine dair delil olmadıkça Sınır dışı etmek için bir sebep olmaz. | Open Subtitles | لكن دون دليل لإقتراف جريمة، فلا يوجد سبب لعمليّـات الترحيل. |
sınırdışı edilme sorunlarımdan beni uzaklaştıracağı kesin. | Open Subtitles | بالتأكيد نستطيع أن نأخذ فكرتي بسبب مشاكلي مع الترحيل |
Bu göç uygulamanın hızlandırılmış sınırdışı listesi. | Open Subtitles | هذه قائمة الترحيل المستعجل لتنفيذ الهجرة |
Katılan herkes için sınırdışı edilme en iyi şey. | Open Subtitles | وقف الترحيل هو الأختيار المناسب لجميع الأطراف المعنية |
Araştırmalara göre, aileden ve yakın çevreden yapılan olumlu şahitlikler göçmen davalarında en efektif yol. | Open Subtitles | تبين البحوث من خلال العائلة والأصدقاء انها التكتيك الفعال لتجنب الترحيل |
Sistemde onun bir göçmen olduğu ve bir işi olduğu da yazıyor. | Open Subtitles | لجنة الترحيل لديهم بصماتها وعنوان عملها |
Tamam girme. Zanlıyı transfer için getirebilirsiniz. | Open Subtitles | حسناً، جيم يمكنك البدء بمعاملة الترحيل. |
Onu transfer için götürmemiz gerekiyor. | Open Subtitles | نريد أن نشرع في عملية الترحيل. |
Transferi özel polisler denetleyecek. | Open Subtitles | الشرطة الفيدرالية تشرف على الترحيل. |
- Transferi durdurup aracı kontrol et. | Open Subtitles | أوقفي الترحيل وتفقّدي الشاحنة. |
tehcir duruşmanıza gittiniz mi? | Open Subtitles | هل ذهبت لجلسة استماع الترحيل ؟ |
Başladı. İlk haberimiz parlamentodan. Tartışmalı Sınır dışı etme yasası bugün ikinci kez görüşüldü. | Open Subtitles | جرت اليوم الجولة الثانية من مفاوضات الترحيل القسري المثيرة للجدل |
Sınır dışı etmeler yakında başlayacak. | Open Subtitles | وسوف تبدأ عمليات الترحيل قريبا |