Anladığım kadarıyla, Air Force One havada yakıt ikmali yapabiliyor. | Open Subtitles | لقد علمت بأن طائرة الرئيس يمكنها التزود بالوقود أثناء تحليقها |
Bizimkiler yakıt ikmali bile yapamadan diğer uçağa binip gitmişler. | Open Subtitles | وطارت الطائرة بها مرة أخرى قبل أن يعيدا التزود بالوقود |
Beklersek, yakıt ikmali ve silah yüklemek için vakit kazanır. | Open Subtitles | لكن ان انتظرنا , سيتيح ذلك له ان يعيد التزود بالوقود و التسلح |
Takip sistemlerinden kaçmak ve Yakıt ikmal noktanızı bulmak. | Open Subtitles | تجنب أجهزة التتبع لديهم وإيجاد نقطة التزود بالوقود |
Bir sonraki durakta depoyu doldururuz ama sonrasında benzinimiz kalmıyor. | Open Subtitles | يمكننا ملء الخزان خلال التوقف التالي، لكن لن يمكننا التزود بالوقود بعدئذٍ. |
Bekle bir dakika. 420 km/s ve 9 dakika. Her 62 kilometrede bir benzin alman gerekir. | Open Subtitles | إنتظر، 261 ميلاً في الساعة مما يعني أنه عليك التزود بالوقود كل 39 ميل |
Uçak yoluna devam edecek, yakıt ikmali yapıp dönecek ve bizi alacak. | Open Subtitles | الطائرة ستكمل طريقها وتعاود التزود بالوقود وتعود لتأخذنا |
86 tanker uçağı yollayın yakıt ikmali için. | Open Subtitles | أرسل طائرة 86 التزود بالوقود لإعادة تموين الطائر ات |
Evet, şimdi yakıt ikmali yapacağı tek yer orası. | Open Subtitles | أجل, إنه المكان الوحيد الذى يمكنه التزود بالوقود فيه. |
yakıt ikmali bitince Kuzey Burnu'na git. | Open Subtitles | توجه إلى الرأس الشمالى حين تنتهى عملية التزود بالوقود |
Askerler ilerlemeden önce yakıt ikmali yapmak zorundalar. | Open Subtitles | القوات بحاجة إلى التزود بالوقود قبل أن يدخلوا |
Gemiyi onarıp yakıt ikmali yapmamız gerek. | Open Subtitles | يجب علينا إصلاح السفينة وعلينا إعادة التزود بالوقود |
Genda herşeyi düşünmüştür yakıt ikmali hava şartları... | Open Subtitles | .. فكر "جيندا" فى كل شىء .. التزود بالوقود .. .. الطقس .. |
Ama havada yakıt ikmali yapabilir. | Open Subtitles | لا, يمكنها التزود بالوقود فى الجو. |
John, burası Lowry'nin adamlarının yakıt ikmali için kullandıkları yer. | Open Subtitles | (جون)، هذه هي المنطقة التي اعتاد رجال (لاوري) التزود بالوقود فيها |
Önce yakıt ikmali yapmamız gerek. | Open Subtitles | علينا التزود بالوقود أولاً |
Yakıt ikmal noktanıza 100 mil kala sinyali alacak. | Open Subtitles | سيلتقط الإشارة ضمن 160 كلم من نقطة التزود بالوقود |
Yakıt ikmal noktası tahminen ya Türkiye'nin bozkırlarında ya da Yunanistan'da bekleyecektir. | Open Subtitles | تنتظره نقطة التزود بالوقود حسب افتراضاتنا, إما فى صحارى تركيا, هنا, وإما فى اليونان |
Bir sonraki durakta depoyu doldururuz ama sonrasında benzinimiz kalmıyor. | Open Subtitles | يمكننا ملء الخزان خلال التوقف التالي، لكن لن يمكننا التزود بالوقود بعدئذٍ. |
Tek yapabildiğiniz toplama-çıkarmaysa yapabileceğiniz tek iş benzin pompacısı olmaktır. | Open Subtitles | إذا كنتم لا تعرفون سوى الجمع والطرح. فأنتم مؤهلون فقط للعمل في "محطات التزود بالوقود". |