Ne için savaştıklarını merak etmeye başladılar. | Open Subtitles | بدأو في التساؤل إن كان هذا هو السبب الذي يقاتلون من أجله. |
Gerçekten benim için mi, merak ediyorum. | Open Subtitles | نعم يدفعني هذا إلى التساؤل إن كانت مقدرة لي بالفعل |
Doğadaki başka şeylerin de içlerinde gizli saat parçaları ile çalışıp çalışmadığı doğanın mekanik bir ritme uyumlu hareket edip etmediği merak ediliyordu. | Open Subtitles | بدأت الناس في التساؤل إن كانت هناك أشياء في الطبيعة تدار بنظام ميكانيكي خفي إذا كانت الطبيعة ذاتها تسير علي دقات طبول ميكانيكية |
Bir şekilde benim suçum muydu diye merak ediyorum sürekli. | Open Subtitles | لا أستطيع التوقف عن التساؤل إن كنت تسببت في ذلك بأي طريقة |
Bunun onu mahvedeceğini düşünmüyor musun, seni kurtarıp kurtaramayacağını merak etmiyor musun? | Open Subtitles | -ألا تعتقد أن الأمر سيؤلمها, التساؤل إن كان باستطاعتها انقاذك |
Wilson'un senin arkadaşın olduğunu biliyorum. Doğru şeyi yapıp yapmadığını merak edebilir. | Open Subtitles | أعلم أنّ (ويلسون) صديقكَ، لذا بوسعه التساؤل إن كان عاملكَ بشكل ملائم |