"التستر على" - Translation from Arabic to Turkish

    • üstünü örtmeye
        
    • örttüğünü
        
    • örtbas etmek
        
    • üstünü kapatmaya
        
    • yardım ve yataklıktan
        
    • gizleyip ondan kaçmaya
        
    Ama bir hata yapmanın nasıl bir şey olduğunu ve bunun üstünü örtmeye kendini çok kaptırdığını da anlıyorum. Open Subtitles ولكني أفهم أيضًا شعور ارتكاب الخطأ وأن يُقبض عليك أثناء محاولتك التستر على الأمر
    Bizden birileri de bu işin üstünü örtmeye çalışıyor, Başkan Taylor dahil! Open Subtitles لكن المؤامرة لا تنتهي عند الروس هناك أشخاص داخل حكومتنا يحاولون التستر على هذا، بمن فيهم الرئيسة (تايلور)
    Geçmişte Emily'nin yaptıklarını örttüğünü ikimiz de biliyoruz. Open Subtitles بأنك قد ساعدت إيميلي في التستر على أشياء في الماضي أريدك أن تكون صادقاً معي هنا
    Bir cinayeti örtbas etmek istemiyorsan genelde ceset yakmazsın. Open Subtitles لا تُحرق الجثث عادة إلا إذا كان الشخص يحاول التستر على جريمة قتل
    İnfazlarından birinin daha üstünü kapatmaya zorlanmamayı yeğlerim, Mike. Open Subtitles أفضل أن لا أجبر مرة أخرى على التستر على أعدمٍ اخر من أعداماتكَ (مايك)
    Kendini temize çıkarmazsan yardım ve yataklıktan seni açığa alırım. Open Subtitles لولمتعترفيلي, سألقي القبض عليكِ بتهمة التستر على هاربين -هذا سخيف
    Geçmişimi gizleyip ondan kaçmaya çalıştım. Open Subtitles حاولت التستر على ماضيي وإبعاده عني
    O halde, Peter'in bir vurma olayının üstünü örtmeye çalışması durumu, doğru değil mi? Open Subtitles لذا، كُلّ ذلك الكلام عن محاولة (بيتر) التستر على عمليه إطلاق النار كاذب؟
    Yani biri Hunt cinayetini Başlıklı yapmış gibi gösterip üstünü örtmeye mi çalışıyor? Open Subtitles أتقصد أنّ أحدهم يحاول التستر على مقتل (هانت) بجعله يبدو وكأنه من عمل "القلنسوة"؟
    Liman amiri öldürüldüğünde Ajan Keen'in orada olduğunu ve kasten ölümünü üstünü örttüğünü itiraf ettiniz. Open Subtitles لقد إعترفت أن العميلة (كين) كانت حاضرة أثناء مقتل مسؤول الميناء وأنها تعمدت التستر على وفاته
    Geçmişte sık sık olduğu gibi cinayeti örtbas etmek. Open Subtitles هو التستر على الجريمة، كما كان الأمر فى الماضى
    Fotoğrafı seçimi kazanmak için tezgâhladınız Rosie cinayetini örtbas etmek için değil. Open Subtitles فبركت الصورة كي تكسب الانتخابات، لا من أجل التستر على جريمة مقتل (روزي).
    İnfazlarından birinin daha üstünü kapatmaya zorlanmamayı yeğlerim, Mike. Open Subtitles أفضل أن لا أجبر مرة أخرى على التستر على أعدمٍ اخر من أعداماتكَ (مايك)
    Bir suçluya yardım ve yataklıktan ötürü seni de tutuklamadığım için şanslısın. Open Subtitles أنت محظوظة لأنني لم أحتجزك من أجل التستر على مشتبه به
    Geçmişimi gizleyip ondan kaçmaya çalıştım. Open Subtitles حاولت التستر على ماضيي وإبعاده عني

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more