"التسرب" - Translation from Arabic to Turkish

    • sızıntı
        
    • sızıntıyı
        
    • Sızıntının
        
    • sızıntısı
        
    • sızıntıya
        
    • sızıntısını
        
    • sızmasını
        
    • petrol
        
    • Akıntı
        
    • sızıntıdan
        
    • sızıntılarını
        
    • kılcal damarları
        
    Demek istediğim aslında çok sıkı çevre düzenlemeleri olmayan yerlerden petrol ithal ederken aynı zamanda sızıntı ihraç ediyoruz. TED أنا أعني، لقد صدرنا حوادث التسرب في الأساس عندما نقوم باستيراد النفط من أماكن ليس فيها قوانين منظمة للبيئة
    Ben ulaşmadığını söyledim ama her zaman sızıntı ihtimali vardır. Open Subtitles إنّ الجواب نعم، لكن هناك دائما كمية معينة من التسرب.
    Hepsi de Mayıs ayında, sızıntı bazı yerlerde kıyılara ulaşmaya başlamışken körfezdeydiler. TED وهي تصل الى الخليج في شهر يونيو انه الوقت الذي بدأ فيه التسرب النفطي بالوصول الى السواحل
    Büyük bir tükürük bu basınçta küçük bir sızıntıyı iyice yavaşlatır. Open Subtitles قد تغلق شق التسرب مؤقتا إلى حد كبير تحافظ على الضغط.
    Boğulacak seviyeye gelmeden sızıntıyı kesecek vaktimiz var. Open Subtitles آشلي ، هناك وقت لنوقف التسرب قبل أن يزداد لدرجة تجعلنا نقلق من أن نغرق
    Bu Sızıntının nerede olduğunu anlamamız gerektiğini düşünüyorum tam olarak nerede başladığını bilmeliyiz. TED ولكن اعتقد انه يتوجب علينا ان نفهم في البداية من اين بدأ ذلك التسرب
    San Andreas Gölü hemen üzerimizde. sızıntı ondan. Her an su basabilir. Open Subtitles بحيرة "سأن أندريس" فوقنا مباشرة،الكثير من التسرب ممكن أن تغمرنا بأي لحظة
    Eğer toprak bu kadar zamandır kirlenmiş ise sandığımızdan daha fazla sızıntı yapan kutular var demektir. Open Subtitles إذا كانت التربة ملوثة على هذا البعد الكبير فلا بد من أن التسرب قد أدرك عدداً أكبر مما اعتقدنا من الحاويات
    Ve bu sızıntı senin endişeleneceğin en son şey, biliyor musun? Open Subtitles وليس التسرب الذى أقل ما تقلق بشأنه، أتدرى؟
    sızıntı! Bir solucan var! Biri şebekemize girmiş! Open Subtitles هذا التسرب,ذلك الخطأ,هناك متسلل على الشبكه
    Yerdeki sızıntı, sorunun ilk ipucuydu. Open Subtitles و يحوله للون بني,التسرب على الرصيف أول دليل أن لديك مشكلة
    Rudi kimyasal inceleme yaptı. Rapora göre bu sızıntı durdurulmazsa AFSP okyanusa ulaşacak. Open Subtitles رودي لدية مواد كيميائية هنا ويقول ان التسرب لا يتوقف
    Yangından kendimizi korumak için tünelin bir bölümünü... çökertmeye ve sızıntıyı kesmeye çalışacağım. Open Subtitles ما سأحاول أن أفعله هو أن أقوم بتفجير جزء من هذا الإنبوب حتى يحجزنا بعيداً عن النيران و نحاول أن نسد هذا التسرب
    sızıntıyı tıkamaya çalıştım, ama suyun altında bir yerlerde. Open Subtitles حاولت ان اتجنب التسرب لكنه ظهر فى قاع الغواصة
    Elindeki hemen hemen boştu, yine de ağız çevresindeki sızıntıyı analiz edebildim. Open Subtitles هذا تقريبا خاوي و لكني استطعت تحليله التسرب حول الفوهة
    Sadece duvarımdaki sızıntıyı tamir etmek istiyorum. Hepsi bu. Open Subtitles أنا فقط أريد إصلاح التسرب في حائطي,هذا كل مافي الأمر
    Bunların bir Sızıntının yol açtığı nemden kaynaklanmadığını görmek isterdim. Open Subtitles أنا أريد التأكد من أن الصوت ليس صادرا عن الرطوبة نتيجة التسرب البنائي
    Sızıntının arkasındaki izolasyon vanasını bul ve kapat. Open Subtitles ستجد صمام العزل خلف هذا التسرب .حركه لاسفل ستفعل ذلك ؟
    Ya da evinizde sürekli bir su sızıntısı sorunu var. Ama ev onları tamir ediyor, süzüyor vesaire. TED و بيوتكم تتعامل مع التسرب في كل الأوقات لكن إصلاحهم. هو تجفيفهم و من ذلك القبيل.
    Elimizdeki kanıtlara göre, hem Inulat Körfezindeki sızıntıya... hem de dün 101 numaralı istasyondaki patlamaya... sabotajlar neden olmuştur. Open Subtitles لدينا الآن أدلة على ان حادثي التسرب وانفجار المحطة 101 امس كان نتيجة لعمل تخريبي
    Yapışkan maddeyi test ettim ve altın saatin sızıntısını içeren kokain izleri buldum. Open Subtitles لقد فحصتُ المادّة اللزجة، ووجدتُ آثار للكوكايين تتفق مع التسرب من ساعة اليد الذهبيّة
    Ne yani, bir mucize eseri gökyüzünden yere bir melek inip... her yıl okyanuslarınıza 350 milyar ton petrolun sızmasını... durduracak mı? Open Subtitles اتظنين ان ملاكاً سيهبط بمعجزة من السماء ويمنع 350 بليون طن بترول من التسرب الى المحيط كل عام؟
    Bu arada, şu zemin katındaki Akıntı vardı ya, gelecek hafta başı tamir etmesi için birini yollayacaklarmış. Open Subtitles بالمناسبة, بشأن ذلك التسرب في السرداب سوف يرسلون شخصاً آخر للعمل على ذلك, ابتداءً من الأسبوع القادم
    Dışişlerine komünist bir sızıntıdan öyle korkuyorlar ki bir dükün şarap mahzenini tercih ediyorlar. Open Subtitles إنهم قلقون من التسرب الشيوعي ويفضلون وضعها في قبو الدوق
    Ancak bu ona musallat olan bilgi sızıntılarını görmezden geleceğim demek değil. Open Subtitles لكن هذا لا يعني أني عمياء عن التسرب والفساد اللتان تعاني منهما
    - Bu, kılcal damarları tıkayacak. Open Subtitles هذا سيمنع التسرب

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more