"التسلية" - Translation from Arabic to Turkish

    • eğlence
        
    • eğlenmek
        
    • eğlenceli
        
    • eğlencenin
        
    • eğlencesi
        
    • Eğlenmeye
        
    • eğlendirmek
        
    • dinlenme
        
    • eğlenceyi
        
    • eğlencesine
        
    • eğlenmeyi
        
    • eğlenceler
        
    • eğlenceden
        
    • zevk
        
    • eğlenceye
        
    Basın seni bir canavara çevirdi çünkü gerçeği önemsemiyorlar. Tek ilgilendikleri eğlence. Open Subtitles ،الإعلام يظهرك كالوحش لأنهم لا يهتمون بالحقيقة كل ما يهمهم هو التسلية
    Sırf eğlence olsun diye reset düğmesine basacaktık. Tüm sistemi buharlaştıracaktık. Open Subtitles إضغط على زر إعادة التشغل واصهر النظام فقط من أجل التسلية
    eğlence olsun diye onun resmi üzerine saçlarının dökülmesi, yaşlanma ve kilo alma programlarını uygulayıp nasıl göründüğüne baktık. TED وقمنا بعرض هذه الصورة لاجل التسلية اذ طبقنا تأثير الصلع، الشيخوخة والوزن بواسطة البرمجيات لمشاهدة كيف سيبدو.
    Tabii. Bununla uğraşırken zamanımızı boşa harcamış olmamızın bir önemi yok. Maksat eğlenmek. Open Subtitles من المؤكد أنه حين نفعل ذلك ، نفوز على الرئيس ، لمجرد التسلية
    Çocuklar neredeyse her zaman ciddi olarak başlar, yetişkinlerle kıyaslandığında onları bu kadar eğlenceli yapan da budur. TED الأطفال يبدأون حياتهم عادة بجدية مما يجعلهم غاية في التسلية مقارنة بالبالغين.
    Topluluklara değer veren birisi olarak, eğlencenin bizi soyutlamayıp bizi birbirimize bağlayacağı bir dünya için heyecanlıyım. TED كشخص يهتم بالمجتمعات، أنا متحمس لعالم حيثما تربطنا التسلية بعضنا بدلا من أن تعزلنا عن بعضنا.
    Bunun popüler eğlence dünyasının suçu olduğunu düşünmüyorum. TED الآن، لا أعتقد أن هذا بسبب وسائل التسلية الشعبية.
    Harika değilse eğlence moduna geri dönerek bir sonraki tanışmanız için birkaç yeni hikâye üzerinde çalışırsınız. TED وإذا لم يكن كذلك، خذها من باب التسلية وقم بتأليف بعض القصص الجديدة للمواعدة التالية.
    Eğer eğlence de olumlu duyguyu, anlamı, huzuru yükseltmek için dönüştürülebilirse, bu yeterince iyi olacaktır. TED لو عالم الترفيه في وسعه التسلية ليزيد العواطف الإيجابية, و السعادة والمعنى ..سيكون ذلك جيدا بشكل كافي.
    On yıl boyunca eğlence içindi -- ve ne için olduğunu bilmiyorduk. TED لعقد كامل من الزمن كان لأجل التسلية – لم تكن لدينا فكرة حتى لأجل أي شيء كان.
    İnsanlık tarihi boyunca, eğlence yalnızca çok oyunculuydu. TED بالنسبة لمعظم تاريخ الإنسانية، كانت التسلية بكل بساطة متعددة اللاعبين.
    Ne kadar eğlenceli! Köpeğimin dışında, bildiğim tek eğlence. Open Subtitles يالك من مسل التسلية الوحيدة لدي بالإضافة إلى كلبي
    Aslında, sadece eğlenmek amacıyla yaptığım şeylerden biri; bu kod ile birşeyler yazabiliriz. TED في الحقيقة، أحد الأمور التي قمت بها فقط لغرض التسلية هو أنه بإمكاننا الآن كتابة الأشياء بذلك الترميز.
    Sadece biraz eğlenmek, sahip oldu, bak büyük bir anlaşma nedir? Open Subtitles انظر ، كنت أحظى ببعض التسلية فحسب ما المشكلة ؟
    Sense arkadaşını eğlenmek için öldürüyordun neredeyse. Open Subtitles بينم كدتم تقتلونَ صديقتكم على سبيلِ التسلية
    Profesyonel bir şey de olabilir, eğlenceli bir şey de. TED يمكن أن يكون الموقف مهنيًا، أو حتى من أجل التسلية فقط.
    Ama bu gece, varoşlarda oturan geberik-gözlü sizler şekil değiştirecek... ..ve saf eğlencenin pırıltılı gözleri olacaksınız! Open Subtitles لكن الليلة ، جميعكم ستتحولون من أناس عاديين إلى منبع نقي من التسلية والإبهاج
    Hadi olgun olmaya devam edelim, gidip biraz yetişkin eğlencesi izleyelim. Open Subtitles دعنا نستمر في كوننا بالغين ونذهب ونرى بعض التسلية الخاصة بالكبار
    Bu çok çalışan ellerinde gece olduğunda Eğlenmeye ihtiyacı var. Open Subtitles رعاة البقر المثابرون يحتاجون الى بعض التسلية في ليالي السبت
    Tek yapmanız gereken biraz eğlendirmek. Open Subtitles كل ما سيكون عليكِ فعله هو أن توفري بعض التسلية
    Suçlu, cinsel suçlu Drew Leland hikaye zamanlarında o dinlenme merkezinde çalışıyor. Open Subtitles و المعتدى المحكوم عليه درو ليلاند يدير وقت القصة فى مركز التسلية
    Kullandığımız servisleri düşünün, tüm bağlantıyı tüm eğlenceyi tüm iş ve ticareti. TED فكر بكل الخدمات التي نستخدمها كل الاتصالات كل أنواع التسلية و كل أنواع الأعمال و التجارة.
    Varsayıyorum ki, sırf eğlencesine, ...iki suçu da aynı kişi işledi. Open Subtitles لنفترض على سبيل التسلية بأنّ الشخص نفسه قد ارتكب كِلا الجريمتين
    - Görüyorsunuz, eğlenmeyi severim ve kızgın bir koca, karısını aramaya gelirse ve kötü bir vaziyet olmasın diye... Open Subtitles كما ترون، فأنا أحب التسلية وفي بعض الحالات، فإن زوجًا سيغضب ويأتي للبحث عن زوجته - ولتجنب موقف محرج ...
    Pahalı yatay eğlenceler için seni görmem söylendi. Open Subtitles قيل لي أنه يجب أن أراك من أجل التسلية الغالية.
    Sessizliği bozmak maksadıyla birisi, o gece veya ertesi... veya başka bir gece için düzenlenen eğlenceden bahsetmişti. Open Subtitles لكسر الصمت, تحدث احدهم من باب التسلية للتحضير للمساء او اليوم التالي او الذي بعده
    KA: Tamam, bu tamamen zevk ile alakalı -- kumarhaneler, oteller ve restoranlar... TED كورت أندرسون: حسنا..أعمالك هي للمتعة و التسلية كأندية القمار، الفنادق و المطاعم
    Akşamki eğlenceye kalıyorsun... değil mi, Cordell? Open Subtitles هل ستبقى لمشاهدة عرض التسلية هذا المساء أليس كذلك؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more