| Hadi ama çocuklar, sizleri unutamam. Sizler benim amigo kardeşlerimsiniz. | Open Subtitles | هيا يارفاق ان لااستطيع ان انساكم انتن اخواتي في التشجيع |
| Bir amigo salonu açmak, amigoluğun bir spor olarak görülmesi için çabalayacağım. | Open Subtitles | أفتح صالة تشجيع , وأطارد في حقوق كون التشجيع رياضة معترف بها |
| Bu takimin kaptani olarak sizi uyarmaliyim, bizi Amigoluk yapmaktan men etmek için... cesetlerimizi çigneyip elimizden ponponlari almaniz gerekecek. | Open Subtitles | بصفتي رئيسة هذا الفريق, أعلمك بأنك إن أردت منعنا من التشجيع فسيكون عليك أخذ أدوات التشجيع من أيدينا الميتة الباردة |
| - Aptalca gelecek ama amigoluğun Amigoluk kısmından nefret ettim. | Open Subtitles | يبدو هذا غبياً ولكننى كنت أكره جزء التشجيع فى المُشجعات |
| teşvik için sağ ol ama o kadar da emin değilim. | Open Subtitles | ، حسناً ، شكراً من أجل التشجيع لكن أنا لست متيقناً |
| Barda çalışıp bazı iğrenç içkiler hazırlayabilirsin bazı eski ponpon kızlar için. | Open Subtitles | فبإمكانكِ الجلوس على الحانة و تحضير مشروبات مُقرِفة لبعض قائدات التشجيع السابقات |
| Kız kardeşlerinden pek cesaret alamıyor sanırım. | Open Subtitles | أنه يحصل على قليلا من التشجيع من شقيقتاه |
| Dertlerden hemen önce amigo takımını bırakmıştın. | Open Subtitles | أعني ، أنكِ توقفت عن التشجيع قبل وقوعكِ في المتاعب مباشرةً |
| O da bir amigo kendi başına bir sürü iş yapıyor. | Open Subtitles | إنّه مُشجّع أيضاً. قام بالعديد من التشجيع الفردي. |
| Bir amigo yarışmam ve mezuniyetim var. | Open Subtitles | مسابقة قائدات التشجيع اقتربت وكذا حفلة ملكة جمال المدرسة |
| amigo seçmelerine mi katılmamı istiyorsun? | Open Subtitles | هل تقول بأنني يجب أن أتقدم لمسابقة التشجيع ؟ |
| Hayır. Onlar sadece amigo formamı çıkardılar ve yedek klubesine oturturdular. | Open Subtitles | كلا,لقد تركوني أخلع زي التشجيع و أدفئ الدكة فحسب |
| Kolej sporlarında kadınların geçirdiği sakatlıkların 3'te 2'si Amigoluk kazalarındandır. | Open Subtitles | ثلث الاصابات من الرياضه الجامعيه والاصابات للنساء من حوادث التشجيع |
| Ülkenin en önemli Amigoluk programına sahip ve tam burs aldın. | Open Subtitles | لديها أفضل برنامج وطني لفرق التشجيع. وحصلتِ على منحة دراسية كاملة. |
| Amigoluk seçmeleri için okuldan sonra kaldım. | Open Subtitles | بقيت بعد ساعات المدرسة لأحاول دخول فريق التشجيع |
| Amigoluk yetmiyor mu? | Open Subtitles | إذاً، ماذا ؟ قيادة فريق التشجيع لا تكفي ؟ |
| Kimsenin beni sigara içerken görmesine izin vermem. Kötü alışkanlıkları teşvik etmeyi sevmem. | Open Subtitles | لم أجعل أي أحد يراني أدخن من قبل، أكره التشجيع على عادة سيئة. |
| Tam aksine, karalama yapmak, tam da bilgi yoğunluğunun ve ve o bilgiyi alma ihtiyacının çok yüksek olduğu o durumlarda kullanılması için teşvik edilmeli. | TED | بل على العكس من ذلك ، ينبغي التشجيع على الخربشة في تلكم الأماكن حيث كثافة المعلومات عالية جدا وضرورة معالجة تلك المعلومات تكون عالية أيضاً |
| Annemin karnından çıkarken yaptığım ilk şey parmaklarımla sanki ponpon sallıyormuşum gibi yapmammış. | Open Subtitles | أمي أقسمت أن أول شيء خرج منها كان يدا طفل قتوم بأصابع التشجيع |
| Son birkaç haftada seçim bölgesindeki seçmenlerden beklediğimden çok daha fazla cesaret gördüm Bu yüzden teşekkür etme fırsatı bulduğum için mutluyum. | Open Subtitles | حسناً .. فى خلال الأسابيع القليلة الماضية أنا بالتأكيد إستقبلت المذيد من الدعم و التشجيع من هذه الدائرة الإنتخابية |
| Çoğunuz Cheerios'un mükemmeliyet ve kazanma hakkında olduğunu bilirsiniz güzel görünmek, popüler olmak. | Open Subtitles | أغلبكم يعرف التشجيع هو عبارة عن الكمال و الفوز تبدو مثيرا وتكون مشهورا |
| Benim ailem Amigoluğu bırakırsam bana araba almaya söz verdi. | Open Subtitles | حسنا ، وأنا وعدا والدي أن يعطيانا سيارة إذا توقفت عن التشجيع. |
| İşte burada son maç öncesi gösteride tezahürat yaparken. | Open Subtitles | هنــا أنا أشجــع في مكان التشجيع الخريف الماضي |
| Bu ruh sopası bana, amigoluğun babası Herkie Herkimer tarafından bizzat verildi. | Open Subtitles | هذه عودة الروح أعطيت لي من قبل والد التشجيع نفسه هكير هيركيمير |
| Hayır. Bayanlar baylar, sanırım biraz daha teşviğe ihtiyaçları var. | Open Subtitles | كلا، سيداتي وسادتي أظن .أنها محاجة لبعض التشجيع |
| Sue Sylvester ister beğensin, ister beğenmesin, yıllık için amigoların resmi çekilirken ben de takıma geri dönmüş olarak o resimde olacağım. | Open Subtitles | عندما تؤخذ صورة التشجيع في ألبوم الصور السنوي أنا سأكون بها , و سأعود إلى الفريق لا يهم إذا أعجب ذلك سو سيلفستر أم لا |
| Doğru bir cesaretlendirme ile eminim diğerlerini getirmeye yardım edeceksiniz. | Open Subtitles | مع قليل من التشجيع ستساعداننا طبعاً في القبض عليهم |
| Sadece demek istedim ki... çok cesaretlendirici oldunuz. | Open Subtitles | .أردتأن أخبركأنك . كنت في غاية التشجيع لي |
| Sana karşı kibar olmaya ve seni cesaretlendirmeye çalışıyorum ama gördüğüm kadarıyla bu sana yardımcı olmuyor. | Open Subtitles | اسمع,كنت أحاول أن أكون لطيفة و أمنحك بعض التشجيع و لكنني أرى الان ان ذلك لن يساعدك فعلا |