Sonunda 2010'un ortalarında yasa yürürlüğe girdiğinde hükümetin malî reformlarının zayıf olduğu görüldü. | Open Subtitles | و لكن عندما استنت هذه التشريعات فى منتصف 2010 كانت التشريعات الاقتصادية ضعيفة |
Sonuna kadar zorlanması gereken yasa tasarısıydı. | Open Subtitles | تعني أن تلك التشريعات الهامة تستحق كل فرصة متاحة. |
Ve saçma bir yasayı imzalayıp Washington'a dengeli olduğumuzu ve uzun vadeli düşündüğümüzü kanıtlayabileceksek o zaman ben varım. | Open Subtitles | وان كان توقيعنا علي بعض التشريعات يبعث برسالة الي واشنطن اننا في حالة اتزان اننا في ذلك لمدي طويل |
Fakat buna neler olanak sağlar: kanunlar, politikalar, düzenlemeler. | TED | و لكن ما يربطها و يحققها , هو التشريعات و السياسات و اللوائح. |
Ahit sandığında, senin onlara getirdiğin yasaları taşıyorlar. | Open Subtitles | حملوا معهم فى تابوت العهد التشريعات التى أحضرتها لهم |
Hani Irak'a bütün silah sevkiyatını yasaklayan tüzük. | Open Subtitles | تلك التشريعات التي تحظُر شحن كافة أنواع الأسلحة للعراق |
Amerikalıları teröristlerden korumak için çıkarılan yasa? | Open Subtitles | التشريعات التي سُنت لحماية الأمريكيين من الإرهابيين |
Havai 2045'e kadar tamamen yenilenebilir enerjiye geçmek için yasa kabul ediyor. | TED | و في هاواي، يقومون بسن التشريعات بغية امتلاك الطاقة المتجددة بنسبة 100% بحلول عام 2045. |
Yeri göğü titreten suç yasa tasarısı için sana zaman kazandırmaya çalışabilirim. | Open Subtitles | ربما يمكنني إعطائك الدَفْعَة التي تحتاجها... لتجتاز ببعض التشريعات الجنائية المبتكرة... |
New York'ta kabul edilen bu yasa sayesindedir. | Open Subtitles | بسبب هذه التشريعات التى سنت فى نيويورك |
Ve aslında, 1980'lerin sonu, 1990'ların başında bir yasa geçirildi. Bununla, otistik bireylere yardım sağlayacak kaynaklara ve eğitim materyallerine ulaşım sağlandı. | TED | وفي الحقيقة، فإن في أواخر الثمانينات و بداية التسعينات من القرن العشرين تم تمرير أحد التشريعات الذي وفر الموارد للأفراد المصابين بالتوحد و كذلك إمكانية الوصول إلى المواد التعليمية التي من الممكن أن تساعدهم. |
yasa çıkarmak ve uygulamak, | TED | تفعيل التشريعات وتنفيذ. |
yasayı değiştirdik ama bu yeterli değildi. | TED | لقد أثّرنا في التشريعات ولكن هذا لم يكن كافياً |
İnsanlar yanlış bir şey yapmadıklarına kendilerini ikna ederken 50 yıllık ırkçı yasayı mümkün kılan bir inkâr. | TED | إنه الإنكار الذي يجعل 50 عاماً من التشريعات العنصرية ممكنةً بينما يقنع الناس أنفسهم أنهم لا يرتكبون أي خطأ. |
- Gerçekten Çay Partisi'nin mali yasayı belirlemesine izin mi vereceğiz? | Open Subtitles | أحقًا ستسمح بـ ؟ ... أن يقرر حزب الشاي التشريعات المالية ؟ |
Acı gerçek şu ki, 50 yıllık pasif direniş Afrika halkına hiçbir şey kazandırmadı aksine daha fazla baskıcı kanunlar ve daha az haklar getirdi. | Open Subtitles | الحقائق الصعبة أن من 50 عاماً لم يأتي عنف للشعب الأفريقي لا شيء سوى المزيد والمزيد التشريعات القمعية وأقل وأقل الحقوق |
Boyle devam ediyor. New York'ta bir okulu etkileyen kanunlar hakkinda bir arastirma yaptik. Egitim Kurulundan habersiz. | TED | كل هذه التشريعات والقوانين .. تقوض التعليم تبعاً لدراستنا هذا ناهيك عن القوانين الخاصة بالمدرسة ذاتها .. فهناك مدارس في .. نيويورك .. تسن قوانين مجلس التعليم لا يعلم بها .. |
Ahit sandığında, senin onlara getirdiğin yasaları taşıyorlar. | Open Subtitles | حملوا معهم فى تابوت العهد التشريعات التى أحضرتها لهم |
- Ancak Komisyon'daki pozisyonunuz size yasaları değiştirme ya da yürürlükten kaldırma yetkisi veriyor. | Open Subtitles | ولكنّ منصبك في لجنة القوانين يمنحك السلطة لتغيير التشريعات أو تعديلها |
Küçük şeyler, onlardan Terörün her an değişebilen, doğasına karşı, tüm seçenekleri açık tutmak, hayati önem taşımaktadır denilerek, yurtiçi dağıtım yasaklayan önerge reddedildi. | Open Subtitles | .أشياء كثيره ولكن يُوجد العديد منها ------------------- ."تم نقض "التشريعات المُعلقه |