Bacaklarındaki eğriliği de kapsayan ufak bozuklukları var ve kas bağlarında, birkaç kemiksi çıkıntı var. | Open Subtitles | لديها بعض التشوهات البسيطة أيضًا يتضمن ذلك إنحناء طفيف في السيقان ونمو عظمي في عدد من أربطة العضلات |
Ya da genetik bozuklukları engelleyebiliriz. | Open Subtitles | أو التشوهات الجينية التي يُمكن تجنبها؟ |
Bu nedenle malzemelere kapalı döngüler içinde ihtiyacımız var, ama onları milyonda bir parçacığına kadar incelememiz gerekli: kanser, doğum kusurları, mutajenik etkiler, bağışıklık sistemi bozuklukları, biyolojik çözünürlülük, dayanıklılık, ağır metal miktarı, onları nasıl ürettiğimizin bilgisi ve üretimleri vs. için. | TED | لذلك نحن بحاجة لمواد في دورات مغلقة. لكننا بحاجة لتحليلها وصولاً الى أجزاءها من المليون لما يتعلق بمرض السرطان، التشوهات الخلقية، التأثيرت المطفرة، تعطيل أجهزتنا المناعية، التحلل البيولوجي، العلل المزمنة، محتوى المعادن الثقيلة، معرفة كيفية صنعها وانتاجها وهلم جرا. |
Ama bu adam kadar dehşet verici şekilde deforme olmuş biriyle karşılaşmamıştım. | Open Subtitles | لكني لم أصادف طوال حياتي بشري يعاني من هذا الكم الهائل من التشوهات |
Hayır, onları deforme hale getiren şey mutasyon. | Open Subtitles | كلاّ، بل التحوّل هم ما سبب لهم التشوهات. |
Sanırım böyle bir deformasyonu olanlar evden çıkmaya pek eğilimli değil. | Open Subtitles | أعتقد أنّ أصحاب ذلك النوع من التشوهات لا يغادرون ديارهم. |
Meg'de yetersiz beslenme sonucu oluşan kemik deformasyonu var. | Open Subtitles | (ميج) كانت تعاني من بعض التشوهات العظمية التي كانت نتيجة لسوء التغذية |
- Bilmiyorum, şekil bozuklukları 11 parmakla doğan bebekler. | Open Subtitles | -لا أعلم، التشوهات ... الأشخاص المولودين بأحد عشر إصبعاً. |