| Beni ve uygun diğer kadınları da. Bunu duyduğuma inanamıyorum. | Open Subtitles | التساوي، لا أستطيع التصديق أنني أسمع هذا |
| Sonunda bu bir boka benzemeyen kasabadan kurtulduğuma inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع التصديق أنني اخير أخرج من هذه المدينة اللعينة |
| Bunu yaptığıma inanamıyorum. Bu çok iğrenç. | Open Subtitles | لايمكنني التصديق أنني سأفعل هذا هذا مقرف جداً |
| Oh, dostum.Bir modelle yattığıma inanamıyorum. | Open Subtitles | يا رجل ، لايمكنني التصديق أنني أنام مع عارضة أزياء |
| Tamam, çok güçlü radarı olan birisi olmama rağmen, işaretleri göremediğime inanamıyorum. | Open Subtitles | حسناً، بالنسبة لشخص متحمس للغرائب... لا يمكنني التصديق... أنني لم ألاحظ الاشارات |
| Bunu şimdiye kadar göremediğime inanamıyorum. | Open Subtitles | لا استطيع التصديق أنني لم أدرك ذلك مسبقاً |
| Ben nihayet geldikten sonra eve döneceğine inanamıyorum. | Open Subtitles | لا يسعني التصديق أنني أخيراً وصلت هنا وأنت ذاهب للمنزل |
| Senden hoşlandığım için. Seninle, birlikte olabileceğime inanamıyorum. | Open Subtitles | أنا مُعجب بكِ فحسب لا يسعني التصديق أنني استطعت أن أكون معكِ |
| Yani bunu söylediğime inanamıyorum ama aileni düşünsene. | Open Subtitles | أعني، لا أستطيع التصديق أنني أقول هذا على الإطلاق لكن لأجل عائلتك؟ |
| Seni almak için o kadar yol geldiğime inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع التصديق أنني ذهبت لمنطقة الأودية لكي أجلبك معي إلى هنا |
| Kızımla ilgili olup biteni öğrenmek için bilgisayar kullanmama inanamıyorum. | Open Subtitles | انني لا استطيع التصديق أنني يجب أن افتح الكمبيوتر لأعلم مالذي يحدث مع طفلتي |
| Hayvan eğitmeniyken o videoyu izlemediğime inanamıyorum. | Open Subtitles | وصعب علي التصديق أنني فعلياً لم أُشاهد الفيلم المُصوّر.. عِندما كُنتُ مُدربة حيوانات.. |
| Burada olduğuma inanamıyorum. Sizinle hep tanışmak istemiştim. | Open Subtitles | من الصعب التصديق أنني هنا، لطالما أردت مُقابلتك وجهاً لوجه |
| Sana bu lafları söylediğime inanamıyorum. | Open Subtitles | لاأستطيع التصديق أنني قلت هذه الأشياء لك. |
| Daha önce başlamadığıma inanamıyorum. | Open Subtitles | لاأستطيع التصديق أنني أنتظرت لهذه المدة لتجريبـــه |
| Şiddet içermeyen bir seçenek düşündüğüme inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع التصديق أنني أنظرُ بشأن خيار غير عنيف |
| Ayrıca neden kız kardeş bıçaklanmasını seçmediğime de inanamıyorum. | Open Subtitles | وأيضاً لا أستطيع التصديق أنني لم قصة أقل طعن الأخت |
| Az kalsın bu adamla evleneceğime inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع التصديق أنني كدت أتزوج من ذلك الشخص. |
| Ormanı tamamen terk edeceğime inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع التصديق أنني سأغادر الغابة للأبد |
| - Birkaç güne geleceğime inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع التصديق أنني سأعود للوطن خلال الأيام القليلة المقبلة |