"التصديق بأني" - Translation from Arabic to Turkish

• inanamıyorum
• inanmak
• inanmıyorum

Amish bir fıstığı siktiğime inanamıyorum. Yani aslında ne farkı var ki?
لا يمكنني التصديق بأني أُضاجع فتاة ريفية، أقصد، بجدية، ما هي الإحتمالات؟

Kendi mutluluğumun ailemin ve evimin mutluluğuna tercih ettiğime inanamıyorum.
لاأستطيع التصديق بأني قدمت سعادتي على بيتي وعائلتي

Cumartesi günümü çöp toplamaya harcadığıma inanamıyorum.
لاأستطيع التصديق بأني سأقضي يوم السبت في التقاط القمامة

niye inanmak çok zor? bir üniversiteyi ziyaret etmek istiyorum altında hiç bir şey yatmıyor yani.
لماذا هو صعب التصديق بأني أريد زيارة الجامعه

Bunları benim yaptığıma inanmak mı yoksa senin yaptığına ve bana bunu yaptığına mı?
التصديق بأني فعلتها... أو،التصديق بأنك فعلتها... و...

Bunu sana hiç anlatmadığıma inanmıyorum.
.. لا أستطيع التصديق بأني لم أقول لكِ ذلك

Arbalet ile kendimi vurduğuma inanmıyorum.
أنا حقاً لا أَستطيعُ التصديق بأني أصبت ساقِي بمطلق السهام أَعْرفُ كيفية التعامل معه

Bunu sana daha önce söylememiş olduğuma inanamıyorum; kimse ne düşündüğünü umursamıyor.
لا أستطيع التصديق بأني لم أقل لك هذا من قبل لا أحد يكترث بما تفكر فيه

Seni işe aldığıma inanamıyorum demek.
هذا يعني أنني لا أستطيع التصديق بأني وظفتك

Kısır olmadığıma hâlâ inanamıyorum.
مازلت غير قادر على التصديق بأني لست عقيمًا

Bunu yaptığıma inanamıyorum! Sonunda bana merhaba dedi, ya ben ne yapıyorum?
لا أستطيع التصديق بأني عملت ذلك

Seninle takıldığımıza inanamıyorum.
لاأستطيع التصديق بأني كنت أخرج معكم

34000 dolarımın gittiğine inanamıyorum.
لايمكنني التصديق بأني خسرت 34.000 دولار

Bu konuşmayı yaptığımıza inanamıyorum.
لا أستطيع التصديق بأني في هذه المحادثة

- Öldüğüme inanmak biraz zor geliyor.
-من الصعب التصديق بأني ميته .

Yere düşen arbalet tarafından bacağımdan burulduğuma inanmıyorum.
أَعْني، ما زِلتُ لا أَستطيعُ التصديق بأني أصبت في ساقِي بواسطة سهم