Ama sonra çok garip davranmaya başladı ve şimdi neye inanacağımı bilmiyorum. | Open Subtitles | وبعدها بدء في التصرف بشكل غريب والأن لا أعرف ما الذي أصدقه |
Yaratıcı hoş ayrıntılarla bizi değişik davranmaya zorlar. | TED | الإغراء على التصرف بشكل مختلف مع لمسات إبداعية مبهجة |
Büyükannemin başına geldiğinde acayip tuhaf davranmaya başlamıştı sürekli kilisede ağlardı falan. | Open Subtitles | عندما حدث ذلك لجدتي بدأت في التصرف بشكل غريب جداً البكاء في الكنيسة طوال الوقت |
Her zaman doğru ve düzgün davranışlarda bulunulmalı. | Open Subtitles | التصرف بشكل منظم يجب ان يكو بجميع الاوقات |
Muhabirlerin kötü davranışları halka göstermesi ihtimali insanları kötü davranışlarda bulunmaktan uzak tutan şey. | Open Subtitles | احتمالية نشر الصحفيين للتصرفات السيئة هي ماتوقف الناس عن التصرف بشكل سيء. |
İnsanları kötü davranışlarda bulunmaktan uzak tutan şeyin hapis ihtimali olması gerek. | Open Subtitles | احتمالية دخول السجن هي ما يفترض أن توقف الناس عن التصرف بشكل سيء. |
Bana farklı davranmaya başlıyorlar. | Open Subtitles | يبدأون في التصرف بشكل مختلف حولي. |
Hayır, sadece sakin davranmaya çalışıyor. | Open Subtitles | لا ، يحاول التصرف بشكل طبيعي |
Bovling oynarken, Henry'nin yanında çok garip hissettim normal davranmaya çalışırken Bay Beeman'la ne zaman takılmaya gitse endişeli değilmiş gibi yapmaya çalışırken. | Open Subtitles | شعرت بغرابة مع (هنري) عند لعبنا (البولينغ), حاولت التصرف بشكل طبيعي وأتظاهر بأنني لست قلقة |