"التضخم" - Translation from Arabic to Turkish

    • Enflasyon
        
    • enflasyonun
        
    • enflasyonu
        
    • enflasyonla
        
    • Enflasyona
        
    • genişleme
        
    • genişlemenin
        
    Bir nevi Enflasyon gibi, eğer piyasaya fazla miktarda para sürerseniz, ne alacağınız bellidir, fiyatlar düşer. TED تماما مثل التضخم تقوم باصدار العملات تحصل على ما تراه ,انخفاض الاسعار
    Zambiya 2004-2006 arasında,%18 den %9 a düşen bir Enflasyon oranına sahip. TED زامبيا: من 2004 إلى 2006 تحرك التضخم من 18 بالمائة إلى تسعة بالمائة
    sivil savaş, işlevsiz bir yönetim, ekonomik Enflasyon sayesinde, bir çocuk olarak alışkanlıklarınızı sürdürdüğünüz çevrede yaşamaktan kısıtlanıyor musunuz? TED بسبب الحرب الأهلية، أو الحكامة غير الجيدة، التضخم الاقتصادي، من أن تعيش المحلية التي كنت تعيش فيها طقوسك حين كنت طفلا؟
    Yine de bu, enflasyonun ille de kötü bir şey olduğu anlamına gelmez. TED ولا يعتبر التضخم في حد ذاته أمرًا سيئًا.
    enflasyonu yüzde 28 oranından yüzde 11 oranına kadar düşürdük. TED قمنا بخفض التضخم من 28 بالمائة إلى نحو 11 بالمائة.
    Federal Rezervin Amerikan halkını resmi senetlerle , borçlarla , enflasyonla ve faizle belirli pozisyonda tutması gibi Open Subtitles وكما يبقي مجلس الاحتياطي الاتحادي الاميركي العامة في حالة من العبودية الملزمة عبر الدين الابدي ,التضخم, و الفائدة,
    Son yüzyılda, insanların ortalama yaşam süresi iki katından fazla arttı, dünyada, Enflasyona göre düzeltilmiş ortalama kişi başına düşen gelir üç katına çıktı. TED خلال المئة سنة الماضية، إزداد عمر البشر أكثر من الضعف، متوسط دخل الفرد بأخذ التضخم في عين الاعتبار قد تضاعف ثلاث مرات حول العالم.
    Çok fazla Enflasyon, bugün cüzdanınızda olan paranın yarın değer kaybedeceği anlamına gelir. O yüzden hemen harcamak istersiniz. TED التضخم بشكل كبير يعني أن الأموال التي في محفظتك اليوم ستصبح ذات قيمة أقل غدًا، مما يجعلك تريد إنفاقها على الفور.
    Bir ekonominin arz talep arasındaki ilişkisi Enflasyon ve faiz oranlarına yansır. TED العلاقة بين العرض والطلب لاقتصاد ما تنعكس في معدلات التضخم وأسعار الفائدة الخاصة به.
    Ürünler ve hizmetler daha pahalı olmaya başladığında Enflasyon olur. TED التضخم يحدث حين تزيد أسعار السلع والخدمات.
    Aslında düşük Enflasyon oranının ekonomik hareketliliği koruduğu düşünülür. TED إنما في واقع الأمر معدلات التضخم الخفيفة تبعث على تشجيع النشاط الاقتصادي.
    Tek umutları, dünyada büyük bir Enflasyon dalgası. Open Subtitles أملهم الوحيد هو التضخم في جميع أنحاء العالم لكن يجب أن يكون التضخم كبيراً
    Son on yıldaki ekonomik kriz dünyanın her tarafına... Enflasyon, kıtlık ve kaos getirdi. Open Subtitles الأزمه الأقتصاديه فى العقد الماضى جلبت التضخم المالى و المجاعه و الفوضى فى كل ركن من الكره الأرضيه
    Enflasyon hakkındaki son haberler, hisse senetleri bugün,başkanın... konuşmasına tepki olarak harekete geçti. Open Subtitles وبسبب التضخم الحالى، قامت عدة مظاهرات اليوم ردا على خطبة الرئيس
    Enflasyon hakkındaki son haberler, hisse senetleri bugün,başkanın... konuşmasına tepki olarak harekete geçti. Open Subtitles وبسبب التضخم الحالى، قامت عدة مظاهرات اليوم ردا على خطبة الرئيس
    Maaşlar yükselir, sonra da Enflasyon yükselir. Open Subtitles يعني انه يجب ان ترفع الأجور لتوظيفهم يعني أن التضخم يرتفع، فهمت؟
    Elindeki nakdi başka yerlerde kullanmalı, özellikle de enflasyonun bu döneminde. Open Subtitles إنخفض وضعه المالي ولا سيما في فترة التضخم هذه
    enflasyonun ortaya çıkmasının sebeplerinden biri de birikimlerdir. Open Subtitles هناك شيء واحد لقوله: التضخم المالي يظهر تحت تحكم كلي
    mevcut olan para miktarını ve enflasyonu arttırarak tabi ki düşünemeyiz. Open Subtitles وهي : زيادة العرض النقدي ، بمزيد من التضخم بالطبع، لايمكن.
    Bu deney yıllar önce idi, enflasyonu hesaba kattık. Birkaç dakikalık bir iş için epey iyi para. TED كان هذا قبل عدة سنوات، قمنا بتعديلها مع التضخم. مبلغ محترم مقابل بضع دقائق من العمل.
    Gerekirse denizaltılarıyla da savaşırım enflasyonla da. Open Subtitles سوف اغرق الغواصات سوف احارب التضخم اذا لزم الامر
    Kişi başına düşen gelirin orta değeri, neredeyse 2000 yılından beri sabit, Enflasyona göre ayarlanmış olarak. TED لم يتغير متوسط نصيب الفرد من الدخل منذ عام 2،000، ليتكيف مع التضخم.
    Evrenimiz daha büyük bir çoklu evrenin parçası olur, olağanüstü sonsuz genişleme hızı komşu bir evrenle karşılaşmamızı olanaksız kılar. TED وكوننا سيكون جزءًا من عدة أكوان أكبر منه وتواجد التضخم الأبدي الرائع فيها يجعل فرصة لقائنا بكون مجاور أمرًا مستحيلًا.
    Çoğu bilim adamı bu genişlemenin hâlâ devam ettiğine inanıyor. Open Subtitles أغلب العلماء يعتقدون أن هذا التضخم مازال يحدث حتى يومنا هذا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more